21 Şubat Dünya Anadili Günü Kutlu Olsun
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Kurulu, 1999 yılında aldığı bir kararla 21 Şubat gününü, “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul etmiş ve ilk kez 2000 yılında, dünya çapında kültürel çeşitliliği ve çok dilliliği desteklemek amacıyla “Dünya Anadili Günü” kutlanmaya başlamıştır. Etnik ve ulus düzeyinde toplulukların bütün ilişki ve etkinliklerinde kullandıkları ve anlaştıkları dil, o topluluğun anadilidir. Daha geniş bir tanımla, bir insanın hiçbir eğitime tabi tutulmaksızın ailesi, çevresi ve toplumu aracılığı ile öğrendiği dil, anadili olarak tanımlanmaktadır.
UNESCO’nun yaptığı ‘Tehlike Altındaki Diller Dünya Atlası’ çalışmasına göre, dünyadaki 6000’den fazla dilin 2500’ü yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde 21. yüzyılda insanlığın konuştuğu dillerin % 90’ından fazlası yok olacaktır.
Bireylerin anadilleri dışında sonradan öğrenilen ikinci, üçüncü diller o dillerle iletişim kurmayı sağlasa bile, asla insanın kendi anadili gibi olamaz. Bundan dolayı bireyin anadilinde eğitim alması en temel insan haklarından biri olduğu gibi, bireylerin kendi anadillerinde eğitim almasının engellenmesi de en büyük insan hakkı ihlallerinden birisi olarak kabul edilmektedir.
Türkiye, birden çok anadilin, kültürün ve kimliğin her türlü engele karşın konuşulduğu, işitildiği, yaşamayı devam ettirdiği bir halklar bahçesi olmalıyken, iktidarın tekçi dayatmaları ülkenin bu tarihsel ve kültürel zenginliğinin gelişmesini engellemektedir. AKP iktidarı döneminde göstermelik bazı adımlar atılsa da Türkiye’de anadilinde eğitim ve kamusal hizmetlerin verilmesi yasağı devam etmektedir.
Eğitim Sen’in, eğitim-öğretim alanında örgütlü bir sendika olmanın doğal bir sonucu olarak anadilinde eğitimi savunduğu için 2004 yılında kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı unutulmuş değildir. Çok dilli belediyecilik hizmeti verdiği için görevinden alınan veya hakkında davalar açılan belediye başkanları da günümüzün gerçekleri arasındadır.
Anadilin kullanımının engellenmesi toplumun bütün bireylerini değişik boyutta etkilese de tartışmasız en fazla çevresi ile iletişimini anadili ile sağlayan çocukları etkilemektedir. Bu yıl dünya çapında kutlanan Dünya Anadili Günü’nü, ülkemizde anadili Türkçe’den farklı (Kürtçe, Arapça, Lazca, Hemşince, Çerkezce vb.) olan milyonlarca çocuğun kendi anadillerinden koparılmadığı bir ortamda öğrenmeleri en temel haklarıdır.
Eğitim biliminin temel ilkesini oluşturan “anadilinde eğitim” taleplerinin her dönem ırkçı-şoven duygu ve tepkilerle karşılandığı bir ortamda, Türkçe dışındaki anadillerinin varlığına ve öğrenilmesine karşı çıkmak, bir yönüyle eğitim biliminin en temel ilkesine karşı çıkmak anlamına gelmektedir. Anadilinin önemi ve gerekliliğinin yanı sıra, sosyal, toplumsal, pedagojik ve insani boyutu yeterince tartışılmadığı ve bilince çıkmadığı sürece Dünya Anadili Günü’nün anlamını ve önemini anlamak mümkün olmayacaktır.
Anadilinde eğitim talepleri kültürel ve siyasal çoğulculuğun gerekleri olarak algılanıp insan hakları ve demokrasi kapsamında yaklaşılmalı ve ilköğretimden üniversiteye anadilinde eğitim olanakları geliştirilmelidir.
Bugün dünyanın birçok ülkesinde anadilinde eğitim ve öğretim hakkı anayasal güvence altındadır. Türkiye’deki durum ise oldukça vahimdir. Devletin farklı dil ve lehçelere yaklaşımı sadece yasakla sınırlı kalmamış, anadiller yok sayılmış, inkâr edilmiş, asimilasyon uygulanmıştır.
Türkiye’de bir an önce bu yasakçı zihniyet bir kenara bırakılmalı, çok dilli kamu hizmetleri hayata geçirilmeli ve Türkiye’de konuşulan tüm anadillerinde eğitim anayasal ve yasal güvenceye alınmalıdır. Anadilinde eğitim vazgeçilmez temel insan haklarından birisidir. Anadili, halkların geçmişlerini geleceklerine bağlar. Toplumların tarihsel ve kültürel birikimleri, anadilleri aracılığıyla sonraki kuşaklara aktarılır.
Dünya Anadili Günü’nde milyonlarca çocuk anadilini kullanamadığı, anadilinde eğitim göremediği için mağduriyet yaşamayı sürdürmektedir. Bilimsel, laik ve demokratik eğitimin ayrılmaz bir parçası olan farklı anadiller üzerindeki sınırlamalara son verilmeli, her bireyin kendi anadilini öğrenmesi ve eğitim almasının önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.
Eğitim Sen olarak, tüm Türkiye halklarının 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nü kutluyor, faklı anadili ve kültürlerin özgürce yaşaması ve gelişmesinin önündeki bütün yasal ve fiili engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.
/ eğitim-sen