Feridun Hayati ÜnüvarYAZARLARIMIZ

ALAMANYA GARDAŞIMI, NİYE GERİ VERMİYOR..?

Geri dönüp gurbetin kahrını, sıla özlemini, insan sevgini bi hatırlayalım.
Sene 1961, ekim ayının son günü.
Almanya ile imzalanan Türk İşgücü Anlaşması.
İlk etapta 2 bin 500 Türk, çalışmak amacıyla Almanya’ya göç ediyor.
Bu gün ise Almanya`da ne kadar Türk’ün yaşadığı kesin olarak maalesef bilinmiyor.
Ama tahminlere göre, 2017 yılı itibariyle Almanya’da, 3,5 milyon ila 4 milyon arası Türk yaşıyor.
Ve ilk gidenler, geri dönmüyor.
Ve yıllarca insanlar susmuyor, gidenler hep özleniyor, aranıyor ve geri isteniyor :
”Alamanya gardaaa..şımı geri ver”
Ve alamanya, vermiyor.
Biz de alamıyoruz ve hala da veriyoruz..

Gelelim, 55 yıl sonrasına.
15 temmuz 2016’da, Türkiye’de Hain Fetö Terör Örgütü, Darbe girişiminde bulunuluyor ve bir kısım Fetöcü terörist asker Almanya’ya sığınıyor.
Bunlardan 40 Fetöcü askeri personelin Almanya’ya iltica başvurusunda bulunduğu ortaya çıkıyor ve Türkiye, bunların iade edilmesini istiyor.
Her türlü diplomatik girişimlere rağmen Almanya, “hukuk devleti ilkelerinin ihlal edildiği yönünde güçlenen kanaat nedeniyle” iade ve yakalama talepleri konusunda son derece temkinli davranıyor ve Fetöcü askerleri Türkiye’ye geri verilmiyor.
Baskılar.. ricalar.. diplomasiler yapılıyor, ısrarla isteniyor :
”Alamanya Fetöcüleri geri ver”
Ve alamanya, vermiyor.
”Hainleri, geri ver” -Hainleri de vermiyor.
”Teröristleri ver” -Teröristleri de vermiyor.
Biz de alamıyoruz.

Ve bu güne, geliyoruz..
Adalet Bakanı sayın Bozdağ ve Ekonomi Bakanı sayın Zeybekçi’nin Alamanya’da Türk İşçilerine yönelik yapacağı konuşmaya, müsaade isteniyor.
Müsaade edin, yer verin deniyor. -verilmiyor.
Yer olmadığı gerekçesiyle, Alman Yerel Yöneticilerce alınan ”yer yok, müsaade yok” kararına, Türkiye çok sert tepki gösteriyor.
Almanya’nın Türkiye Büyükelçisi Martin Erdmann, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak kendisine, Türkiye’nin protestosu, hem sözlü hem de yazılı, bir nota ile veriliyor.

Almanya ise ; sayın Bozdağ’ın konuşamayacağına sadece merkezi hükümet’in değil, yerel makamların da buna karar verdiğini açıklıyor.

Ve hemen sonra Almanya, bu kararın alınmasında daha bir çok gerekçelerin olduğu da ortaya koyuyor.
Ve Türkiye’deki siyasal iktidarın ;
– düşünce ve ifade özgürlüklerini ortadan kaldırdığını..
– demokrasiden saptığını..
– muhalefeti yok etmeye çalıştığını..
– insan haklarını ihlali ettiğini..
– gazetecileri tutukladığını..
..belirterek, Hukuk Devleti normlarından giderek uzaklaştığını söylüyor.

Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas, Yerel Yönetimin aldıkları karara da saygı gösterdiklerini belirterek, verdiği demeçte ; “Almanya’da mitinge katılacak Türk siyasetçiler, basın ve ifade özgürlüğünün bizim için ne kadar önemli olduğunu bilmelidirler.” şeklinde konuşarak, tepkilerini dile getiriyor.

AKP’li sayın Bekir Bozdağ ve sayın Nihat Zeybekci’nin Almanya’da yapacakları Referandum etkinliklerinin Yerel Alman Yönetimleri tarafından iptal edilmesiyle, Almanya- Türkiye arasındaki diplomatik gerilim haliyle, iyice tırmandı.
Son olarak Almanya’nın bu kararına, Hollanda’dan da acil destek geldi.
Ve uluslar arası haber ajansı olan Reuters’in haberine göre; Hollanda hükümeti, Rotterdam’da 11 Mart’ta Türk Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılacağı Referandum etkinliğine izin verilmeyeceği açıkladı. Hükümet yetkilisi yaptığı açıklamada, kararın Ankara’ya en kısa sürede iletileceğini söylüyor.
Dur bakalım, bizim siyasetçilere Avrupa ülkelerinde konuşma imkanı vermeyecek olan, kim bilir daha kuyrukta kaç ülke var..?
Bunları da zaman içerisinde göreceğiz.

Kısacası ;
”şayet sayın Erdoğan veya sayın Bozdağ, Almanya’ya gelecekse ve burada düşünce ve ifade özgürlüğünden yararlanacaksa, önce bunu kendi ülkelerinde gerçekleştirmek zorundadırlar” diyen Almanya, çok açık bir şekilde tutumunu, Türk Hükümetine belirtmiştir.

Eeeee.. doğru ve yerinde alınmış demokratik kararlara, biz ne diyelim..?
”Ebu cehil, kazdığı kuyuya düşermiş”
Kötü kalpliler de, kazdıkları çukura.. kurdukları tuzaklara.. önce kendileri düşüyor.
Bu gidişle daha da düşecekler..
Bakıp, göreceğiz.
Ah bir de, yüzsüzlük yapmasalar.
Bu da çok gülünç.
Zira bunlar, iktidara geleliden beri ” MEN DAKKA DUKKA” demiyorlar mı..?
Eeee… işte esas ”men dakka dukka” budur..!!

Bunlar, siyasi iktidar olarak tüm milleti kucaklıyorlar mı..?
Demokrasiyi uyguluyorlar mı..?
Demokrasi, farklı insanları barış içerisinde bir arada yaşatma sanatı değil midir..?
Bunlar, muhalefetlerini bırak yaşatmayı yok etme peşindeler.
-ya hapsettiriyorlar..
-ya ölümle tehdit edip, sokağa çıkartmıyorlar..
-ya da miting yapamasınlar diye, engeller oluyorlar.

Daha dün, Türkiye’nin değişik yerlerinde ve yenileyin İstanbul’da ”HAYIR”cılara yer vermeyen, onların konuşmasını.. miting yapmasını.. engelleyenler, bunlar değiller miydi..?

Çok da kurnazlar.
”ele verirler talkını, kendileri yutar salkımı” diye de, işte buna derler..!!
Çok uyanıklar canım.
La Fontane’nin tilkisi gibiler 🙂
Milleti enayi yerine koydukları yetmiyormuş gibi, şimdi de dünyayı aldatacaklarını sanıyorlar.

Şimdi de Donkişotluk yapmaya kalkıyorlar.
Neredeyse, Almanya’ya savaş açacaklar..!
Ne fetihçi ve ne fethe doymaz insanlarmış bunlar..?
Yaptıkları ihlaller, yetmiyor..
Kalkıp bir de, demokrasi dersi vermeye kalkıyorlar.
Pes doğrusu.
”Hem kel, hem fodul..!! diye de buna denir.

Ayrıca Türk Yetkililerinin yaptıkları bu sorumsuzca açıklamalar, Almanya’da yaşayan 4 milyon insanımızı da tedirgin etmiyor mu sanıyorsunuz..?
Elbette tedirgin de ediyor, huzursuz da.
Hem de bu son olaylar, çok huzursuz etmiştir.
Bir taraftan yaz mevsimi de geliyor.
Turizmi baltalayacaklarını dahi, hiç düşünemiyorlar..!

Türk yetkililer, Almanya’daki Türklerin güvenliğini de, hiçe saydılar.
Bunun da idrakinde değiller..!
İkili ilişkileri ve dostlukları çok zedelediler.
Ve en kötüsü, bunun da farkında değiller..!

Savaş kültürünü, tehdidini ve kahramanlıklarını daha ne zaman bir tarafa bırakacağız..?
Hem ”Müslümanız” demek ve hem de barış dilini konuşmamak, yakışmıyor.
Hırçınlıklarını ve devlet imkanlarının verdiği şımarıklıklarını görmeyen ve bilmeyen yok.
Çok sayın Bekir Bozdağ ve Dış İşleri Bakanının tutumunu kınamayıp da ne yapalım..?

Millet olarak iyice, havsalamız karıştı.

Yazarımız

Feridun Hayati Ünüvar
Aslen Konya'nın Seydişehir ilçesinden. İvriz ilk öğretmen Okulu mezunu olduktan sonra Kuşca’nın Büyük Yayla ilkokulundan öğretmen olarak çalıştı. 1970’li yılların başında Danimarka’ya geldi. Danimarka’da Türkçe eğitim vererek öğretmenlik mesleğine devam ederken, sosyal danışmanlık eğitimini bitirdikten sonra, 5 yılda hukuk okumuştur.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Göz Atın
Kapalı