Arkadaş
Eski çağlarda Tanrılar çoktu: deprem tanrısı, yıldırım tanrısı, yagmur tanrısı, rüzgar tanrıısı, deniz tanrısı.
İnsanlara zarar vermemesi için Tanrılara kurbanlar kesilip, kurbanların kanını Tanrıya sunarlardı.
Gelelim cilalı taş devrinde ürünlerin bollaşması içi Tanrılara kurban kesilirdi. O çağlarda insanlarin 25 yıl gibi kısa ömürleri vardı. Tarih böyle yazıyor. Günümüz insanları ömürlerini üç katına çıkarmışlar. Bilim dünyamızda insanlar kazasiz belasız veya sevap kazanması için eski çağ insanları gibi zavallı hayvanları kurban kesmeyi ataların geleneğine devam ediyorlar. Yanı şunu demek istiyorum: yüzbin seneler geçmesine rağmen, kurban anlamı degışmışte olsa, günümüzde atalarımızın bu gelenegini sürdürüyoruz,
Çok eski zaman öncesi zervan isimlı bir tanrının iki çocugu varmış. Birinin adı Hürmüz yanı bereket ve işik saçan anlamına gelen, digerinin adi ise Ehrıman yani anlamida kötülük ve kıtlık saçan. Hürmüz hep iyiyi ve uygarlığı temsil eden, Ehrıman’da hep kötülügü ve haksızlıgı temsilcisi olmuştur. Bu hikaye Mezopotamya orijinal inanci olan Ahura Mazda’da geçmektedir.
Günümüzde kötünün temsilcisi Ehırmanlar var oldukça sana rahat yok arkadaş. Günümüzde Islam coğrafyasında Feodalızm yani, aşiretçilik, mezhepcilik, ağalık, derebeylik var oldukça moderın dünyamızda kimse feodalızm toplumlarıni ciddiye almaz.
Birilerinin karnı tok, birilerinin karnı aç. Bilim dünyamıza medeni insanlara yakışırmı arkadaş? Insanların başına bela olmuş teslimiyetcilik, kadercilik, deprem takdiri ilahi diye kabullenirim arkadaş. Biliyoruz deprem insaları öldürmez binalar öldürür. Japonya’da deprem insanları öldürmüyor. Yoksa çok Tanrılı eski çağlaramı döndük? Bilim dünyamızda halen Mehdi’ye umut beklentisi içinde olan cahil yobazlar var oldukça akşamları daha çok aç yatarsın arkadaş.
Bİliyor musunuz? Insanlari bekleyen bir yığın acılar var. Doymak bilmeyen aç gözlüler daha nice kanlar akıtacak. Gorkı’nin ana kitabında alınmıştir:
Biliyoruz dünün zenginleri bugünün fakirleridir. Dünün fakirleri bügünün zenginleridir.
Yazımın konusu zengin fakirlik değil. Dünyada güzel insan olmak hakka, hakikata adeletli olmaktır. Çok dilli, çok dinli, çok kimlikli ve çok kültürlü olmaktır. Buda özgürlükçü bir demokrasiyle ve insan odaklı eğitimle olur.
Özgürlük ve demokrasi olmadığı yerde maalesef bizim dünyamız ve bakış acımız mesafelı oluyor. Bu nedenden dolayı hatanin ve zararın bazı kesimlere dokunmasa bile, herhangi bir duzensizligi affetmemeliyiz. Insan kendi eksiklerini hep başka yerde arar, kendi gözündeki Mertergi görmez, elin gözündeki saman çöplüğünü görür. Bu sözler hepimiz için gecerlidir. Böyle giderse daha çok denizlerde boğulur insanlar.
Bu görünen düşman, birde görünmeyen düşman: korona virüs. Doğa insanlardan intikammı alıyor?
Belki, niye olmasın.
Ape berem
Yazarımız
Son yazıları
- Bayram Kızılkaya18/09/2024Sessizlik Kulesi
- Bayram Kızılkaya09/05/2024Son kızın acıklı hikayesi
- Bayram Kızılkaya18/10/2023Zurnacı verirse davulcu ne yapsın?
- Bayram Kızılkaya23/02/2023Ana