BOZDAĞ ‘ IN ELMASIYLA, ARMUDU
Sayın Başbakan Yardımcısı Bekir efendi de, Şeyhülislam gibi fetva veriyor.
” soruşturmanın mantığını anlamış değilim” ..diyor.
Peki demezler mi size, ‘’hop.. hop.. Bekir efendi, dur bakalım’’ diye.
Sizlerin demokrasiden, kanun devletinden bir şey anlamadığınızı.. biz zaten biliyoruz ve sizlere şimdiye kadar hep, söyledik durduk.
Fakat siz, bizleri hiç tınmıyor ve dinlemiyorsunuz..
Size bir defa daha söylesek, anlar mısınız acaba ?
Gerçi, anlamadığınızı fetvanız ile itiraf ediyorsunuz ama, siz yine de bunu, kabul etmemiş ve anlamamış görünüyorsunuz.
Anlamış olsaydınız ”siz, bir yürütme olarak” yargıya müdahale etmez ve yorum değil, görevinizi yapardınız.
Devletin savcısı ifadesini almak için MiT müşteşarını çağırdığı zaman, gitmesi ve ifade vermesi için gayret gösterirdiniz.
Siz yürütme olarak kanunları uygulatmak mecburiyetindesiniz.
Ne oldu ?
Kanunları uygulatmadınız..
Engellediniz ve adalete müdahale ettiniz.
Adaleti, kendiniz zannettiniz.
Mahkeme de siz oldunuz..hakim da siz oldunuz.. savcı sizmiş siniz gibi, ifadesini aldınız.
Hem Başbakanlıkta ve hem de tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanlığı makamında, görüşmeler yaptınız.
Savcılığa çağrılanı, Köşk’e çıkarttınız..
Çalışan bir devlet memurunu savcılar şimdiye kadar çok çağırdılar.
Görevde oldukları halde, ifadeleri de alındı, tutuklananları da oldu.
Bu ayrıcalıklı muamele de, neyin nesi ?
Vatandaşın gözünde, görevli devlet memurlarının hepsi birdir. İster nüfus memuru olsun, ister paşa, istersen polis ya da müsteşar. Farketmez. Görev, görevdir ve her görev, kutsaldır.
Yoksa siz Kemal Sunal’ı da mı hiç, seyretmediniz ?
Sanırım Kemal’lere gıcık olduğunuzdan değil, hukuk okuduğunuzdan vakit bulamadınız.
Kukla- hukuğunda bile herkes eşit muamele görürken, bize ne oluyor.
Bizce, kimse ayrıcalıklı muamele görmemelidir.
Vatandaşın vicdan hukuku zedelenmemelidir..
Beyanlarınızı gerçekten siz, hukukçu kimliğinizle mi söylüyorsunuz ?
Pes doğrusu !
Hoca inancınızla söylüyorsanız, hiç değilse doğruyu bari söyleyin.
Şeriatçıyız biz deyip, adım-adım demokrasiyi kaldıracağınızı söyleyin.
Ya da hukukçuyum da, şeriat hukukçusuyum deyin bari de, yalan söylemeyin.
Demokrasinin farklılıklara saygı duyduğunu, onları yok etmediğini ve koruduğunu bari unutmayın..
Partinizle ”Adalet” ve ”Kalkınma” sağlıyacaktınız.
Halkımızı da.. farklılıklarını da.. kaynaştıracaktınız.
Önce adaletle, kalkındıracağız.. diye işe başladınız.
Açılımlarınızla ilerleyip, sıkma’larınızla demokratlaştınız.
Muhalefetlerinizi de.. adaleti de.. demokrasiyi de, kaldırıp attınız.
Her şeyi alt-üst edip, memleketi büsbütün karıştırdınız..
Şimdi de çıkmış vatandaşa akıl veriyorsunuz, yani enayi yerine koyuyorsunuz.
Vatandaşa ”elma ile armudu” birbirine karıştırmamak lazım.. diyorsunuz.
Biz; sap ile samanı, öküz ile angut’u hiçbir zaman birbirine karıştırmadık. Onu ithal eden de sizsiniz, karıştıran da.
Biz ; vazifesini yapan amir-memurlarımıza da.. işinize gelmeyeni ”terörist” diye ilan ettiğiniz halkımıza da.. elma, armut, kelle demeyecek kadar onurlu ve sabırlıyız.
Biz , yargı erkinin de diğerleri gibi bağımsız olmasını savunuyoruz. Savcılığın daha kimseyi ‘Terör örgütü ile işbirliği yapıyor’ diye suçlaması yok iken, sizin Bozdağ olarak, olaya müdahale edip, beyanlarda bulunmanız hiç şık olmamıştır.
Biz; din devleti değil, hukuğun üstünlüğüne dayalı laik devlet istiyoruz.
Biz ; milletimizi de, devletimizi de, ülkemizi de, halklarımızı da çok seviyoruz.
Biz; farklılıklarımızı sahiplenerek, koruyarak ve geliştirerek; tek-tipleştirilmeden, koyun gibi klonlaştırılmadan, biri birimizle yan-yana, kişi hak ve özgürlüklerin güvence altına alınarak demokratik ve hukuk ilkelerinin egemen olduğu bir düzen içerisinde, medenice ve insanca yönetilmek ve yaşamak istiyoruz.
Bu hakkı Bozdağ bize, çok mu görüyor ?
Yazarımız
- Aslen Konya'nın Seydişehir ilçesinden. İvriz ilk öğretmen Okulu mezunu olduktan sonra Kuşca’nın Büyük Yayla ilkokulundan öğretmen olarak çalıştı. 1970’li yılların başında Danimarka’ya geldi. Danimarka’da Türkçe eğitim vererek öğretmenlik mesleğine devam ederken, sosyal danışmanlık eğitimini bitirdikten sonra, 5 yılda hukuk okumuştur.