Çalışan Karıncalar
Güzel ve üretken bir cümle! ‘Karıncalar gibi çalışıyoruz’ lafı BDP milletvekilimiz Sırrı Sakık’a ait. Sakık cümlesini şu kelimelerle açıkladı: ‘Bizler, parlementoda sadece 20 milletvekili olmamıza rağmen, durmadan yurdun tüm köşe ve bucaklarını dolaşıp insanlarımızla görüşlerimizi paylaşıyoruz!’
Evet, bu cümleyi tamda doğrulatan bir toplantıdan geliyorum. Bugünkü yazımda bu toplantıyı sizinle paylaşmak istiyorum.
Danimarka’nın küçük bir kasabasında, bir okulun toplantı salonunda yaklaşık 400-500 orta anadolu kürdü son gelişen siyasal gelişmeleri değerlendirmek ve konuşmak için BDP milletvekilleri sn. Sırrı Sakık ve sn. Bengi Yıldız’ı davet etmişlerdi.
Her iki millevekillide saygın ve mütevazi kişilikleriyle hemen göze çarpıyor. Onların halka yakın olmaları ve halkla içiçe oldukları hemen görülüyor!
Toplantıyı arkadaşımız sevgili Serdal Benli yönetti. Serdal, politikacı olma tercrübesindende faydalanarak toplantı boyunca toplantıya katılan halkı ve vekilleri birbiriyle iletişime girmelerine başarılı bir şekilde yardımcı oldu.
Sırrı Sakık konuşmasına, ülkeden sıcak mesajlar getirdiğini söyleyerek başladı. Sakık son ateşkes süreciyle ilgili olarak BDP’nin çok çalıştığını, ve özellikle Akp’yi bu yeni doğmuş şansında heba edilmemesi konusunda uyardıklarını belirtti. Akp’nin çok tutarsız bir politika izlediğini belirten Sakık şunları söyledi: ‘Onlara anayasa konusundada destekleyeceğimizi bildirmemize rağmen, onlar zıgzaglar yaparak, % 10 seçim barajında ısrar ettiler. Bizleri haksızca hazineden yardım alma imkanından mahrum ettiler. Ama bir kürtler onların %10 seçim barajını son seçimlerde aştık, bu sefer tamamıyla boşa çıkarırız. Seçimlerde en az 30-35 milletvekili çıkarırız.’
Sakık konuşmasında son aylarda Fetullah Gülen tarikattın kürt coğrafyasında, insanları nasıl desenforme ettiğini ve yaygın bir şekilde kürt gençlerinin beyinlerini yıkmaya çalıştıklarını gözlemlediklerini, ve parti olarak halkımızı bu tehlikeye karşı uyardıklarını belirtti.
Sakık konuşmasını şu sözlerle bittirdi: ‘Bu gelişen olumsuz hareketlere karşı panzehir, halkın birliğidir.’
Bengi Yıldız konuşmasına kürtçe başlayarak, orta anadolu kürtlerinin bugüne kadar kendi anadilleriyle konuşmalarını önemini vurgulayarak, şunları söyledi: ’ Bugün Batmana giderseniz, sokaklarda çocukların türkçe konuştuğunu görürsünüz. Oldukca acı bir durum! Ama siz orta anadolu kürtleri bugüne kadar anadilinizi korudunuz. Sizleri kutluyorum.’
Bengi Yıldız, kürtler kurtuluş savaşında türklerle beraber savaşırken, herşeylerini kaybedeceklerini tahmin edememişlerdi. Yeni kurulan devletin karakteri ‘tek millet, tek dil, tek bayrak, tek din ve tek mezhep’ üzerinde inşa edildi. Bir devlet ki kürtleri tamamıyle tasviye ve yoketme projesi haline geldi. Bu yeni devlete cumhuriyet ismini verdiler. Bu isim bu devleti daha insancıl yapmadı, nasıl ki İran rejimide cumhuriyet olmasına rağmen insancıl değilse, anadoluda kurulan cumhuriyette insancıl olamamıştır.
Bengi Yıldız sözlerinin devamıda şunları söyledi: ‘Her şeyimizi aldılar, yasakladılar. Dilimizi bilinmiyen dil yaparak, 25 milyon kürde hakaret ettiler.’
Bengi Yıldız konuşmasının sonunda kürt sorununu yorumlarken şu tesbitlerde bulundu: ‘Kürt sorunu artık sınıfsal bir sorun değildir, bugün kürt sorunu konusunda temsiliyet ve sorumluluk alanı çok daha gelişmiştir. Onun için herkesle, her kesimle kucaklamamız gerekir.’
Toplantının soru ve yorum bölümünde toplantıya katılanlar tarafında milletvekillerine değişik yorum ve sorular yönetildi.
Benim milletvekillerine ve salondaki katılımcılara yönelik yorumum şu cümlelerdi: ‘Kürt sorununda bu sürece varmamızda kürt parlementer grubun büyük katkısı olmuştur. Kürt sorunu legalize, yani legal platformlara taşınmıştır. Bu önemli bir kazanımdır. Bu konuda önümüzdeki seçimlerde çok dikkatli davranmak lazım! Evet seçim işbirliği çabaları yapılabilinir, ama öncelik parlementodaki kürt grubunun oluşması ve büyütülmesi olmalıdır. Aksi taktirde çalışan karıncalarımızı teker teker içeriye alırlar.
Toplantı vekillerin ayakta alkışlanmasıyla sonuçlandı!
Yazarımız
-
Kuşca'da doğdu. ilk ve orta eğitimini Kuşca ve Cihanbeyli'de yaptı. Lise ve üniversite eğitimini Danimarka'da bitirdi.
Daha önce sosyal pedagog ve öğretmen olarak çalıştı. Psikolojiyi yüksek lisans seviyesinde bitirdikten sonra, 2004 bu yana psikolog olarak çalışmakta.