DALKAVUKLUK
Türkiye’de olup bitenleri akılla, izanla , mantıkla yorumlamak ve bundan olumlu çıkarsamalar yapmak oldukça güç. Çünkü doğru ve akılcıl düşünmenin yerine, safsata, yobazlık, çağdışılık ve hamaset siyaseti prim yapıyor. Bunu anlamak mümkün mü? Böyle bir çelişki olabilir mi? Türkiye’de yaşanılan bu nesnel gerçeği siyaset düzleminin yada sosyolojik kuramın hangi klasifikasyonuna oturtabiliriz? Türkiye’de politik bilinci ve bu bilinç uyarınca yapılan siyasi tercihleri hangi kıstaslarla irdeleyebiliriz? Sorular çok, yanıtlar yok gibi… Çünkü yaşadığımız durumu akılla izah etmek mümkün değil…
Geriye bir tek uğrak kalıyor .
DALKAVUKLUK…
Türkiye, dalkavukluğun, popülizmin batağında boğuluyor.
Peki nedir dalkavukluk?
Dalkavukluk; arsızlığa, sırnaşıklığa, yalakalığa verilen addır. Kendisine maddi çıkar ve politikada yol açanlara aşırı saygı ve hayranlık gösteren ve bu uğurda gerekirse kefen giymek isteyenlerdir , dalkavuklar.
Öte yandan güç ve iktidar kendisinde değilken bunu kötüleyenler, güç ve erk kendilerinde olduğunda bunu kutsayanlarda dalkavuktur.
Somut bir örnek; AKP ve RTE iktidarının ilk yıllarında devletin güç odaklarını küçümsedi, onları vesayet organları olarak niteledi. Askere karşıymış gibi bir algı yaratmaya çalıştı. Elbette bu bir aldatmacaydı. Çünkü aynı iktidar halkına gaz ve su sıkan polisleri destan yazmakla övdü. Dün vesayet rejiminin bekçisi diye suçladığı TSK’yi bugün baştacı edenler ve onların kanlı eylemlerini kutsayanlar davkavukturlar. Dün önünde secdeye durdukları hocalarını paralel olmak , hatta terör örgütü olmakla suçlayanlar dalkavukluğun daniskasıdırlar. One minut deyip , sonradan ilişkileri düzeltmek için 67 milyar dolar rüşvet ödeyenler arsız, sırnaşık dalkavuklardır. Ülkede Batılı ülkelere karşı hamaset yapıp, yurtdışında onlarla görüşebilmek için takla atanlar, dalkavukturlar. Daha nice örnekler verebiliriz dalkavukluk ve dalkavuklar konusunda…
Asıl mesele biz daha NE kadar bu dalkavuklara evet diyeceğiz? Halklarımız bu dalkavukların yönetimini haketmiyor. Bu yönetim tarzı bize yakışmıyor.
Buna dur diyebilmek elimizde. Çünkü biz halkız ve haklıyız. Yeterki bunun bilincine varabilelim…
Yazarımız
-
Öğretmen.
Kuşca'da doğdu. Uzun yıllardan beri Danimarka'da yaşamaktadır.
Son yazıları
- Hasan Sertdemir28/03/2017CADI KAZANI
- Hasan Sertdemir23/03/2017İLERİ DEMOKRASİ
- Hasan Sertdemir13/03/2017AYNAYA BAKMAK
- Hasan Sertdemir27/02/2017TERCİH