Evren GezenYAZARLARIMIZ

Demokratik Özerklik Lozanın Arka Bahçesidir

Teorik tartışmalarda sürekli dile getirdiğimiz, kaynağını, farklı kullanımlarını/anlamlarını ve uğradıgı evrimlerini (değişimlerini) zorlanmadan aktarabildigimiz bilinen kavramlar vardır.

Söylem düzeyinde içli-dışlı olduğumuz bu kavramlar, somut toplumsal olaylar söz konusu olduğunda pasifdirler.

Kavramlarımızın somut sorun/olaylarda işlev görmemesini iki nedene bağlamak mümkündür;

1. Düşüncelerimizde toplumsal gerçeklik arasında örtüşme olmadığı için işlevsizlik söz konusudur.

Bu vaziyet, somut koşullarımızı sağlıklı olarak tahlil edemediğimiz ve ütopik yaklaşımlarımızı zorla toplumsal gerçekliğe dayatmaya çalıştığımızı gösterir.

Böyle bir sonuçla karşılaştığımızda, toplumsal koşullarımızı tekrar tahlil etmek ve gerçekliğimizle örtüşecek yeni kavramsal halkalar oluşturmak koşuluyla kurtulma yoluna gidebiliriz ancak.

2. Kavramları soyut düzeyde algılamışız ve somutlaştırma becerisi gösteremiyoruz.

Bu algılama, teori ile prati k arasındaki karşılıklı kopmaz bağı ve etkileşimi göz-ardı ettiğimizi, birini diğerinden kopararak tek taraflı bir yaklaşım sergilediğimizi gösterir.

Toplumsal gerçekliliği, kavramlara başvurmadan anlama yoluna gitmek ve algı ile yetinmek, nasıl ki kaba bir yaklaşımı kaçınılmaz kılıyorsa, somut gerçekliği dikkate almayan, kavramlarla sınırlı bir yaklaşım da ütopik olmaktan öte bir anlam ifade etmez.

Teoride Demokratik Özerklikin (Kimi Cevrelerin Dillendirdiği Bask Modeli) şiddetin bitmeyeceği konusunda eksik kaldığı/kalacağı realitesini göz-ardı edip, ısrarla bu perspektifi pişirip önümüze sunmaları anlamsızlıktır. Çözüme yönelik (Bağımsızlık), işlevsizlik söz konusu olan bu teori( Bask Modeli ), kültürel haklar konusu haricinde ulusal kazanımı yoktur. Her bir Kürd bireyinin içinde olan bağımsızlık, Ulus-Kürd istemlerini romantize edip “ Duygusal Bağlar Önemlidir “ sözünü empoze eden(ler);

* Bırakın Sevr’i Lozan’ı da aşan bir anlaşma istiyordum.

* Benim anlayışımda devlet kurmak yok. Lenin gibi düşünmüyorum. İlkede devlete karşıyım.

* Otonomi, Federasyon ve benzeri istemler Türkiye`nin birliğini ve bütünlüğünü bozar. Çözüm demokratik Türkiye Cumhuriyet`idir

Cümlelerini iyi analiz edemediklerinin, açık net ifadesidir.

Lozan dan bu yana, geçen 86 yıllık bir zaman diliminde, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi bu kadar palazlanmıs, Teoride/Pratikde bu kadar yakın olmuşken bu ateşi söndürmenin yolu, Lozan`ın Öz Çoçuğu olan Demokratik Özerklik omletini pişirip önümüze koymaktır.

Türkiye Cumhuriyet`i ile birlikte, bir bilimsel gerçek olan Demokratik Özerklikte de deklere edileciği gibi, “ Demokratik (Özerk) Türkiye Cumhuriyet`inin bölünmez birliğine…………………. v.s.” ibaresini yerleştirdikleri zaman, pratikde Kürdistan’ın bağımsızlığı için tekrar nasıl bir teori üretecekler ? Yoksa şimdi ki yaptıkları gibi boş kutumu çevirecekler. Özünde verilen mücadele Ulus-Kürdistan/Bağımsızlık şiarı degil miydi ? Dönüp dolaşıp başa gelmenin mantığı nerede dir ? Kimse bizi Demokratik Özerklik emziği ile aldatmasın, buna izin vermeyiz. Açık ve net olunmalı bu konuda, Türkiye’ci misiniz? Kürdistan’cı mısınız ?

Kürdistan parçalanmış, uluslararası/ortadoğu konjektürel yapının (şimdilik) bağımsızlık için uygun olmadığı realitesini görmek objektif bir yaklaşımdır. Lakin teorik kavramlar üzerinden yanılgılara düşmek, verilen bağımsız Kürdistan mücadelesini pratikde iyi analiz etmek kaçınılmaz olmalıdır. Teori ve pratik olaylara yaklaşımda birbirinden kopmaz iki kavramdır.

Kuzey Kürdistan için Federasyon Teori-Pratik de sunulabilecek en uygun modeldir. Gerektiğinde içinde ayrılma yetkisini barındıran bir sistemdir, Halkların Kardeşliği veya Gönüllü Birliktelik diye dillendirilen söylemlerin esası da bu anlayışta mevcutdur. Birlikte yaşanılacaksa da Federe bir yapı içerisinde yaşanılmalıdır.

Toplumlar, insanlığın ortak birikiminden, medeniyetin meyvelerinden, doğal haklardan ay nı derecede yararlanmadıkları için farklı farklı gelişen düşüncelerde yer alıyorlar. Bu farklı düşünceler, farklı guruplandırmayı gerektiriyor. Farklı guruplarda yer alan halkların sorunları da öncelikleri de farklı olur. Egemen ulus konumundakı Türklerin, ulusal kimliklerini yaşama noktasında (Türkiyelilik adı altında kendini Türk diye tanımlayanların) bir sorunları yoktur. Dolayısıyla, ulusal kimlik önünde engel teşkil eden devlet ile bu yönde bir çelişkisi ve mücadelesi de yoktur.

Kürdler için hayati olan ve yüz yılı aşkın bir mücadeleye neden olan Ulusal Sorun`un öncelikli olması kadar doğal ve anlaşılır bir şey olamaz! Tıpkı Türklerin böyle bir sorunlarının olmamasının bir gerçek olması gibi.

Türklerin, tam bağımsız özgür Kürdistan’ımıza vize alarak turist statüsünde girecekleri günleri görme temennisiyle…

Yazarımız

Evren Gezen

Daha Fazla Göster
Göz Atın
Kapalı