Hasan SertdemirYAZARLARIMIZ

Ders çıkarmak

Tarihimizi, geçmişimizi, dahası insanlık tarihinin geçmişini yapılan hatalardan, eksikliklerden ders çıkarmak ve yanlışları tekrarlamamak için öğreniriz. Tarihi öğrenmenin en temel gerekçesidir yanlışları tekrarlamamak.

Çalışma alanım gereği yaşlılarla, tarihi öyküleri, hikayeleri olanlarla yer yer konuşur, tartışırım.

Konuştuğum , sorular yönelttiğim yaşlılar Danimarka’da hem 1. Dünya Savaşını hemde 2. Dünya Savaşını yaşayanlardan oluşuyor.

Hitler Faşizminin insanlık dışı barbarlığına tanıklık edenlerin ortak duygu ve düşünceleri; savaşın insanlığa ödetilebilecek en büyük suç ve günah olduğu konusunda hemfikirler yaşayan canlı tanıklar olarak. Onlar, bu nedenlerle bugün ceryan eden yerel, bölgesel çatışmaları, iç savaşları anlamlandıramıyor ve yaşanılan kaotik durumu kaygıyla izliyorlar. Çünkü savaşın silinmez izlerini yüreklerinde ve dimağlarında taşıyorlar.
Onlar faşizme karşı direniş hareketinin eylemlerinden sitayişle sözederler. O direniş hareketi ki bağrında her türlü rengi ve politik çizgiyi taşıyor. Burada, politik yelpazenin tüm bileşenleri var .
Peki bizler bu tarihi mücadeleden de mi ders çıkarmayacağız?

Türkiye ve Türkiye halkları sanki tarihten asla ders çıkarmıyorlar. Öyle olmasa son 40 yılda hep aynı şeyleri tekrar tekrar yaşarmıydık?
Temel misyonu yurttaşını barış ve huzur içinde yaşatmak olan devlet, 40 yıldır Kürt halkına cehennemi yaşatıyor.
Ülkeyi yönetenlerin kendi ayaklarına kurşun sıkmalarını anlamak mümkün mü?
AKP hükümetinin “Büyük Ortadoğu Projesi, Suriye, Irak ve Afganistan politikası iflas etmiş, bunu sıradan insanlarında görüyor olmasına rağmen, AKP bu negatif politikasını sürdürmekte inat ediyor.

Peki sol güçler ve Kürt siyasi hareketi farklı mı?
Bu soruya olumlu yanıt vermeyi çok arzu ederdim, neki burada da kendiliğindenci, yazgıya bırakılmış bir durum hüküm sürüyor.

1980 öncesi dönemde; Sovyetçi, Çin’ci, Arnavutlukçu, Latin A
merikancı, komünist , sosyalist literatürün her versiyonun politik yelpazede yer aldığı şartlarda atomize olan sol güçlerin,12 eylül cuntası hiç zorlanmadan boldozerle üzerinden geçti. Aynı idealler ve aydınlık bir gelecek için mücadele edenlerin ayrışması, parçalanması, ufalması iktidar sahiplerinin işine yaradı.

Hem sol güçlerin hemde Kürt siyasi hareketinin tüm bileşenlerinin ortak paydalarının, farklılıklarına oranla çok daha fazla olduğu herkesçe biliniyor.
Mademki hem sol hemde Kürt siyasi hareketi , daha demokratik, daha özgür, daha yaşanabilir bir Türkiye için mücadele ediyor, o zaman neden farklılıklarımızı öne çıkarmakta inat ediyoruz?
Günümüz koşulları bizleri birlikte mücadele etmeye zorluyor. Türkiye ve bölge konjonktürü bizlere bunu dayatıyor.
Yoksa tarihten asla ders çıkaramayacağız.

Yazarımız

Hasan Sertdemir
Öğretmen.
Kuşca'da doğdu. Uzun yıllardan beri Danimarka'da yaşamaktadır.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Göz Atın
Kapalı