Celal DeveciEDİTÖR'DENNUÇEYAZARLARIMIZ

DÖRT AYAKLI MİNARE!

dort-ayaklı-amedHoşgörü ve umudun simgesi Dört Ayaklı Minare

Dağını, taşını, suyunu ve toprağını, Kürtler kadar kutsal sayan bir halk yok desek, hiçte abartmamış oluruz.
Kürtlerin kutsalları onların tarihsel kimlikleriyle özdeşleşmiş ve onları bir medeniyetten diğer bir medeniyete taşımıştır.

Kürtlerin diriliş günü Newroz dağlarda kutlanır. Bir çok inanca göre Cudi dağı Hz. Nuh’a ev sahipliği yapmış ve insanlığın devamını sağlamıştır.

Nemrut’u ve Hasankeyfi koruyarak bugünlere getirmişiz.

Dersimin dağları ve suları kutsaldır. Düzgün Baba ve Munzur suyu gittiği her yere hayat vermekte.

Sonradan yurt edindiğimiz Kuşca da bile kutsallarımız oluşmuştur. Celil’in suyu ve Nale Dew-Dûte bunlardan bir kaçı.

Kürtler kendi kutsallarını korur ve onlar için canlarını verirler. Tıpkı Tahir Elçi gibi.

Tahir Elçi vurulmadan bir kaç dakika önce: ’Dört Ayaklı Minare’yi ayaklarından vurdular’ diye haykırıyordu. Tarihi Amed şehrin önemli tarihi eserlerinden olan Dört Ayaklı Minare, 1500’li yıllardan bugüne halk tarafından korunmuş ve ona kutsal özellikler verilmiştir. Minare; 4 ayağıyla 4 mezhebi temsil ettiğine inanıldığı için, insanlar arasındaki hoşgörünün sembolü olmuştur. Yine halk arasında Dört Ayaklı Minare’nin altından yedi kere geçenlerin dileklerinin gerçekleşeceğine inanıldığı için Minare aynı zamanda umudu sembolü olmuştur.

Ama maalesef günümüzde, yine Kürtlerin canları ve kutsalları kıyıma ve harabeye uğratılmakta. Amed’in tarihi Sur ilçesi günlerdir saldırıya uğramaktadır. Önce Dört Ayaklı Minare’yi ayaklarından vurdular, ve bugün tarihi ‘Kurşunlu camisini’ ateşe verdiler. Bunu yapanlar, hemde gözümüzün içine bakarak, sözde Kürtlerin korunması ve güvenliği adına yaptıklarını söylemekteler.

Yalan ve propagandayla sonuç alma! Sanırım buna  ‘düz mantık’ derler. Yakarız, yaptıklarımızın fotoğraflarını çekip halka! ‘Bunu PKK yaptı’ deriz. Bunu bir kaç gün medyamızda devam ederiz ve sonra halk bize inanarak bizi alkışlar!

Aslında bunu daha önce çok yaptılar. Bunu Dersim’de, Maraş’ta, Roboski’de, Suruç’ta ve Ankara’da yaptılar. Seyit Rıza bunların yalanlarını idam sehpasında şu cümlelerle ifade ediyordu:’ Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun..’

Evet, katliamda olsa, tarihimiz ve kutsallarımız talanda edilse, özgürlüklerine aşık olan Kürtler diz çökmediler, çökmeyeceklerdir.

Yazarımız

Celal Deveci
Kuşca'da doğdu. ilk ve orta eğitimini Kuşca ve Cihanbeyli'de yaptı. Lise ve üniversite eğitimini Danimarka'da bitirdi.
Daha önce sosyal pedagog ve öğretmen olarak çalıştı. Psikolojiyi yüksek lisans seviyesinde bitirdikten sonra, 2004 bu yana psikolog olarak çalışmakta.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Göz Atın
Kapalı