Duygusal bağlar önemlidir
Türkiye’de Kürt sorunun çözümü tartışıldığı zamanlarda Bask Modeli hep örnek olarak verildiğini görüyoruz. Özellikle Bask Ülkesinin özerklik sistemi Türkiye’nin Kürdistan bölgesinde uygulanabileneceği üzerinde teoriler üretilir. Zamanla bu tür konular aynı kaderi paylaşan iki halkı birbirine daha yakın olmasına yol açtı. Bask Ülkesinin Elizondo kasabasında (Navarrra Otonomisi) 1953 yılında dünyaya gelen Manuel Martorell genel olarak Kürtler için ne düşündüklerini bizlerle paylaşıyor.
1. Kürtler hakkında iki tane kitap yazan Basklı bir tarihçi ve gazetecisiniz. Kürtleri ne zaman ve nasıl tanıdığınızı anlatır mısınız?
Kürtler ve kürt sorunuyla ilk tanışmam 1980 yılında üniversite eğitimimin son dönemlerinde gerçekleşti. O yıl İran Devriminin bütün Ortadoğu’daki etkisi hakkında bir tez hazırlamıştım. İlgimi ilk çeken sosyalist bir kürt partisinin İran İslam Devrimi’nin lideri Ayetullah Humeyni’ye karşı gösterdiği ayaklanma ve Humeyni tarafından partinin üzerinde kurduğu baskıydı. Ben o zamanlar sadece Irak’taki kürt varlığını biliyordum. Fakat sonra kürtlerin yaşadığı farklı ülkelerin durumunu araştırdığımda kürt sorunun uluslararası boyuta eriştiğini anladım. Türkiye’de de Irak, İran ve Suriye gibi oldukça çok kürt olduğunu öğrendiğimde bir sonuca ulaştım; kürt sorunu her hangi bir şekilde müttefik güçlerin çıkarları yüzünden uluslararası kamuoyundan saklanıyordu.
2. Yasak ülke Kürdistan’a gitmeye nasil karar verdiniz ve niçin gittiniz?
1983’de ilk Kürdistan araştırmamı yaptım. Türkiye’de general Kenan Evren’in başını çektiği Askeri Cunta’nın sıkı yönetimiyle ilgili Pamplona Uluslararası Dayanışma Komitesi için bir rapor hazırladım. O andan itibaren Kürt partileri ve güçleri ile doğrudan temas kurmaya çalıştım. 1985’te İran’dan sürgün edilen Rahim Kaderi ile Madrid’de tanıştım. 1988 yılında Saddam’ın Irak’lı kürtlere karşı kimyasal bombardımanından sonra Türkiye’nin güneydoğu bölgesine gitmek istedim! Çünkü yeni göç etmiş Irak’lı kürtlerin durumları, Güney’e göre göreceli olarak daha iyi gözlemlenebilinirdi. Bu benim Kürdistan’a ilk gidişimdi; ondan sonra neredeyse her sene Kürdistan’ın farklı yerlerini ziyaret ettim.
3. Kürt kültürü ile Bask kültürünün benzer yanları var mı? Müzik, yemek, eğlence gibi…
Kürt ve Bask kültürleri çok farklılar fakat bazı ortak noktaları var. İlk olarak her iki kültür dağlık ve kırsal bir karaktere sahip ve kadınlar, tarihsel olarak her zaman önemli bir rol oynamıştır. Bazı tarihsel rastlantılar da var; her iki halkın da milliyetçiliğe karşı baskının sembolü olmuş birer şehitler şehri var. Basklarin Gernika şehri, kürtlerin ise Halepçe şehri… (Kimileri bu yüzden Halepçe’yi ”Kürdistan’ın Gernikası” diye nitelendiriyor.) Her iki halk için kültür mutfak, dans, müzik ve şiirin önemi çok büyük ve temel bir değere sahiptir.
4. Kürt tarihinde sizi en çok etkileyen olay veya olaylar nelerdir? Sizi etkileyen kişiler hangi Kürt büyükleridir? Hangi özelliklerinden etkilendiniz?
Kürt halkının tarihinde beni en çok etkileyen Medlerin Asurlulara karşi verdiği mücadelesi, Selahaddin Eyyubi’nin endamı, Ehmede Xani’nin edebi eseri olan Mem –û-Zindir. Daha sonra, yirminci yüzyılda, Şeyh Mahmud, Mustafa Barzani, ve son zamanlardan ise Abdurrahman Kasımlo ve Abdullah Öcalan var. Beni en çok etkileyen kişi Dr.Abdurrahman Kasımlo’dur. Çünkü kürt halk mücadelesini hoşgörü ruhu ve demokrasiyle birleştiren ilerici, barış ve diyalog yanlısı tutumu ile öne çıkan biriydi. Dr. Kasimlo’nun Kürt halkının önemli liderlerinden biri olduğunu düşünüyorum ve büyük bir olasılıkla uluslararası prestije sahip olan bir liderdi.
5. Kitaplarınızla neyi amaçladınız? Sizi bu kitapları yazmaya götüren süreci ve duyguları özetler misiniz?
İlk kitap, “Kürtler – Bir Direnişin Tarihi”nin amacı bu denli ciddi uluslararasi sorunu ispanyol medyasına tanıtmaktı. 1991 yılında yayınlanan bu kitabın içeriği çok sadeydi: tarih boyunca Kürdistan’da gerçekleşmiş olayları basit bir şekilde özetliyordu. İkinci kitabım, “Kürdistan – Yasak Ülkeye Yolculuk” daha kapsamlı ve daha yüksek bir seviyeye sahiptir. Bu ikinci kitapta okuyucuya kişisel deneyimlerimi aktarmaya; kürt halkından edindiğim izlenimleri ve her şeyden önce kürtlerin Ortadoğu’daki yerini açiklamaya çalışmaktı yapmaya çalıştığım.
6. Bilindiği gibi kürtler dünyanın en büyük devletsiz halkı. Bu sizin için neyi ifade ediyor?
Açıkça bunun anlamı İsmail Beşikçi’nin de dediği gibi “ Ortadoğu’da bir Kürt devletinin kurulması, uluslararası toplumun ekonomik ve stratejik çıkarları ile uyumlu olmadığı için Kürt halkı siyasal ve kültürel haklarını elde edemiyor!.”
7. Kürt sorununu nasıl tanımlarsınız?
Kürt sorunu uluslarası toplumun en büyük ikiyüzlülüğüdür. Birleşmiş Milletler ile başlayan Avrupa Birliği ve NATO ile devam eden ve Arap birliği ile biten, yani bütün uluslararası organizasyonların ikiyüzlülüğüdür. Her şeyden önce bütün bu organizasyonlar insan haklarını savunmaya karşı kendi uluslararası stratejik ve ekonomik çıkarlarını korumayı tercih ediyorlar. Doğrudan veya dolaylı olarak, bütün bu kurumlar Kürtlere karşı başlatılan soykırım ve etnik temizlik kampanyaları sırasında suç ortaklığı yaptılar.
8. Dünya Kürtleri, Kürdistan’ı ve Kürt sorununu ne kadar taniyor ve bu konudaki bakış açısı nedir?
Bu soruyu cevaplamak kolay değil ama kişisel deneyimlerime dayanarak Kürtler’in, kim olduklarını –artık- bildiklerini; ulusal kimlik, kültür ve dil konusunda güçlü bir duyguya sahip olduğunu söyleyebilirim. Ancak sınır sorunları nedeniyle çok az Kürt Kürdistan’ın farklı bölgelerini tanıyor. Bunun önemli bir sorun olduğunu düşünüyorum. Çünkü Kürdistan’ın diğer parçaları hakkında bilgilerinin olması, tüm Kürdistanlıların aynı halk olduğuna ilişkin duygunun güçlenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda Kürtler arasındaki bağlar güçlenir.
9. Siz Basklılar olarak amacınıza ulaşabilmek için nasıl bir mücadele yöntemi denediniz? Kürtlerin mücadele yöntemleri ile sizin yöntemleriniz arasında benzerlik var mıydı?
Bask milliyetçiliği hep bağımsızlık yanlısı çalışmalarıyla bilinmesine rağmen realiteyi daima kabul etti ve mücadele yasal siyaset içinde yer almaya evrildi. Bu, milliyetçi örgütlerin Bask Ülkesinin her köşesinde daha fazla güç sahibi olmasına yol açtı… Böylelikle İspanya’da daha çok demokrasi konuşulur oldu. İşte o zaman barışçıl yollarla özerklik elde edilmesi sağlandı.
Kürtler ve Basklar’ın durumu arasındaki temel fark; Kürtlerin, imha peşinde koşan ve demokrasisi olmayan ülkelerde yaşamaları. Bu nedenle Bask halkının elde ettiği aynı hedefe ulaşmak için verdikleri mücadelede, imha edilmemek ve kendilerini savunmak için silah kullanmak zorunda kaldılar.
10. Kürt sorunun çözümünde Bask Ülkesi hep örnek olarak gösterilir. Bask modeli Kürdistan’da uygulanabilir mi?
Bask örneğini Kürdistan’da uygulamak için Türkiye, Suriye, Irak ve İran’da gerçek bir demokrasinin olması gerekiyor. Şimdiki şartlar altında Bask modelinin gerçekleşmesi çok zor. Fakat son zamanlarda Türkiye ve Irak’ta yasal alanda kültürel, politik ve sosyal çalışma koşullarının oluşmaya başladığını düşünüyorum. Bu durum halk hareketinin gelişmesine neden olacak ve sonradan demokratik şartlar altında özerklik elde edilmesinde büyük bir rol oynayacaktır. Irak’ta bu halk hareketi başka yeni partilerin bölge yönetimine katılmasını sağlayabilir. Zaten son seçimde Değişim (Goran) Partisi’nin ortaya çıkışı, KYP ve KDP’ye darbe vurmuştu. Türkiye’de de bunun bir gün gerçekleşmesi, Türk hükümetinin mevcut anayasasını daha demokratik hale getirmesiyle olasıdır.
11. Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Kürt halkının nihai amacı bağımsız bir Kürt devleti olabilir. Fakat ben uluslararası koşulların buna izin vermeyeceğini düşünüyorum. Bence Kürt partilerinin Kürdistan’ın farklı parçaları arasındaki bağları güçlendirmek için daha çok mücadele etmeleri gerekiyor. Özellikle kültürel ve ekonomik alanlarda daha yakın çalışma içinde olmalılar. Eğer ilerde Kürdistan’ın farklı parçaları arasında bir tür kültürel ve ekonomik işbirliği gerçekleşirse, o zaman bağımsızlığa gerçekten daha yakın olunabilinir! Bu, ilerde Ortadoğu’ya demokrasi geldiğinde kimsenin inkar edemeyeceği bir realitedir.
Yazarımız
Son yazıları
- Adil Acı10/04/2011Yalanci Medya
- Adil Acı04/12/2010Duygusal bağlar önemlidir