H. Hasan TuzcuYAZARLARIMIZ

Hiç kimse görmek istemeyenler kadar kör değildir

Yazıma bu topraklarda söylenmiş ve halka mal olmuş bir sözle başladım. Çözülmesi gereken, aciliyeti herkesçe anlaşılan sorunlar karşısında gösterilen duyarsızlığı anlatıyor. “Çözümsüzlük çözümdür.” Anlayışındaki yöneticiler için söylenmiş. Doğru söze ne denir. Sorunlarımızın çözümüne artık bu anlayışla, bu düşünce sistemiyle yaklaşma olanağı kalmamıştır.

Görmek istemediğimiz, adı geçince adeta gözlerimizi kapadığımız, yıllardır Askerlere, Koruculara, Jitemcilere, katillere, güvenlik mahkemelerine havale ettiğimiz bir önemli yanımız kanıyor. Öyle anlaşılıyor ki kanamaya da devam edecek, tarih 17 ağustos 2011 yer Hakkari karayolu, askeri konvoyun geçişi sırasında meydana gelen patlama ve çatışmada, 11 asker biri korucu toplam 12 kişi hayatını kaybetti. Bir o kadar askerde yaralandı. Nereden, kimden gelirse gelsin, sebebi ne olursa olsun, insan yaşamını hedef aldığı için şiddet acıdır, hazindir, korkutucudur, kabul edilemez. Her türlü şiddeti kınıyorum.

Yüzyıldan fazla bir süredir devam eden bir sorunun, 30 yıldır da çatışma ile sürdüğüne birlikte şahit olduk. Bu çatışmanın, insan kaybına sebep olduğuna, kaynak tükettiğine, tüm ülke enerjisini heder ettiğine tanık olmak yetmiyor. Giderek birbirimize düşman oluyoruz. Şu anda kanayan bir yara, ölümler yüreğimizi acıtıyor. Yüreği ve vicdanı olan herkesin bunu böyle algıladığını düşünüyorum. Bu sorunun adı Kürt sorunudur. Kürtlerde, sorunlarının özünü; yasal, yönetsel ve siyasal olarak, kendilerini özgürce ifade etme ve yönetme hakkı başta olmak üzere, diğer dünya halklarıyla eşit bir seviyede buluşma ve yapılanma sorunu olduğu inancındadır. Çözüm için tek çıkar yol süreci başlatmaktır. Bu elbette barışçıl ve demokratik bir süreç olacaktır.

Aklın ve mantığın, siyasal mücadeleler tarihinin, halklara gösterdiği yol; diyalog ve uzlaşma sonunda, barışı kurarak, eşitliği sağlayarak, demokratik bir anayasa güvencesinde, özgürce bir arada yaşama becerisi gösterip, uygar, kalkınmış, özgür ve demokratik bir ülkede yaşamaktır. Benim bu niyet ve beklenti içinde olduğumu söylemem elbette yeterli değildir. Kalıcı bir barış sürecinde, sorunlarını çözmüş, bir arada yaşama başarısı göstererek örgütlü bir toplum olmaktan henüz uzağız. 12 Haziran seçimlerinde yüzde elli oranında halktan destek alarak iktidara gelen bir partinin genel Başkanı, Başbakan çıkıp; sorunun vahameti karşısında çaresizliğe düşerek, “bıçak kemiğe dayanmıştır.” Ardından “ sözün bittiği yerdeyiz” deyip, tehditler savurarak sorumluluğu askerlere havale etmiştir. Bunlar çok denenmiş ve hiçbir sonucu olmayan eski yol ve yöntemlerdir.

İktidar partisi birinci dereceden sorumludur. Bu sorumluktan kaçmadan, hiç zaman kaybetmeden, hiçbir neden ortaya sürmeden, temel demokratik hakları, belli bir program dahilin de neler yapacağını açıklayarak uygulamaya geçmelidir. Bu ülkenin ezici çoğunluğu, yıllardır süregelen gerilim ve çatışmalardan usanmıştır. Akan kanın durmasını, barış ve demokrasinin tesis edilmesini istemektedir. İktidarın ise birinci gündemi ne yazık ki hala güvenlik, hala askeri operasyondur. İşte körlük böyle bir şey.

Kürtlerde, şiddetten, ön yargılardan uzaklaşıp, diyaloga, barışa daha çok şans tanıyıp barışçıl zeminlerde durmak zorundadır. Birlikte yaşadıkları halklarla, eşitlik ve özgürlük temelinde, bir arada yaşama iradesini kuvvetlendirmeleri gerekir. Barışçı ve demokratik çözümü hedeflemelidirler. Kürtler, kalıcı kurumlaşma süreçleri geliştirmelidir. Ortak beklentiler, geniş birliklerin kurulması sonucu gerçekleşir. . Dar anlamda bir siyasi birlik yaratma yerine, daha geniş bir diyalog ve ortaklıkların geliştirilmesi, siyasi dinamiklerin somut işbirliklerini kalıcı hale getirmelidirler. Devletin tüm kurumlarının ortak çözüm için, nasıl ki bir iradeye, programa ihtiyacı varsa; Kürt halkının da çözüm sürecinde, ortak bir ulusal demokratik güce ve iradeye, her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır.

Yazımı ünlü bir düşünürün güzel bir sözü ile bitirmek istiyorum. “İnsanlar her zaman kahraman olamazlar, ama her zaman insan olabilirler” Benjamin Franklin

SELAM VE SAYGILARIMLA

Yazarımız

H. Hasan Tuzcu
Mühendis.
Harita mühendisliğini Selçuk üniversitesinde okudu. Aslen Xalikanlı, Ankara yaşamakta.

Daha Fazla Göster
Göz Atın
Kapalı