Celal DeveciEDİTÖR'DENYAZARLARIMIZ

Kurdên Anatoliya Navîn -1-

İnsanlar kendilerini tanıtırlarken kimliklerini, alt kategorilere ayırırlar. Kimliğimizi tarif ederken kullandığımız alt kategoriler, ismimiz, ailemiz ya da aşiretimiz, etnik grubumuz, kültürümüz, mesleğimiz veya işimiz gibi kategorilerdir.

Bunları anlatmamın nedeni geçenlerde katıldığım bir konferansın konusu, bunu bana hatırlamasındadır.

Konferansın adı ‘Kurdên Anatoliya Navîn’ yani ‘İç anadolu Kürtleri’ . Bu isimden yola çıkarsak, alt kimliğime yada grup kimliğime yeni bir kategori eklenmiş olduğunu belirtmek mümkündür. Yani etnik kimliğimin yanına bir ‘bölgel-etnik’ kimlik eklendiğini söylemek mümkündür.

Konferansta bu tezi destekleyen konuşmalardan biri pedegog ve yazar Nuh Ateş’in yaptığı sunuşta görmek mümkündü!

Nuh Ateş şunları söylüyordu: ‘Eskiden kendimize sadece Konya kürtleri diyorduk, çünkü tarihimizi tanımıyorduk. Bugün elimizde, Kürtlerin anadoluya m.ö 700 yıllarında uğradıklarına dair bilgiler bulunmakta.

Huri ve Mitaniler, Hititlerin başkentini elle geçirdiklerine dair tarihsel kanıtlar olduğu gibi, Medlerin de kızılırmak nehrine dayandıkları bilinmekte.

Evet kendimizi tanıtmak için artık Konya kürtleri demek yeterli değildir.

Kürtlerin anadoludaki tarihlerini anlamak için, Kürt aşiretlerini anadoluya yerleşim şekil ve sebeblerine bakmak lazım.

Nuh Ateş’e göre, Kürt aşiretlerinin anadoluya göçü değişik tarihlerde ve farklı nedenlerden dolayı olmuştur. Bu nedenlerin başında, kıtlık, sosyal ve toplumsal değişiklikler yada başka bölgelerden pay kapma gibi nedenler olduğu gibi, Bizanslar ile Selcuklular arasındaki savaşta ‘tampon etnik grup’ olarak kullanıldıkları bilinmekte.

Anadoluya gelen büyük Kürt aşiret ve boylar arasında, Mutki, Germiyan ve Lak kürtleridir. Yine 1700 yıllarında Dukan ve Canpolattan aşiretleri anadoluya gelip yerleşmişlerdir.
Nuh Ateş’e göre anadoluya gelen bu eski kürt aşiretlerin çoğu, bugün asimile olmuş durumdadır. Bir coğu kendilerinin Kürt olduğunu ya bilmez yada kabul etmezler.

1800-1900 yıllarında anadoluya gelen Kürtler ise, bu gün bildiğimiz Kürtlerdir. Anadoluya gelen bu yeni Kürt aşiretlerinin yerleştikleri başlıca bölgeler ise; Yunak, Cihanbeyli, Kırşehir, Yozgat, Amasya ve Çorumdur. Yozgat, Amasya ve Çorum, kürtleri genellikle alevi kürtlerinden oluşmaktadır.

Anadolunun, ya da İç anadolu kürtlerinin asimile olmamasının nedenlerinin başında, bu topluluğun sağlam bir aşiret yapısına sahip olmasıdır. İçlerine başka etnik gruptan insanı almamalarıdır.

Aşiretlerin dışarıya kapılı olma tutumları, onların kendi kültür ve anadillerini korumalarını sağlamıştır.

Nuh Ateş konuşmasının sonunda önemli bir tesbitte bulundu. İç anadolu aşiretleri, devletten, hiç bir zaman etnik kimlik yada kendi dillerini öğrenme gibi bir talepleri olmamıştır. Buna rağmen kendi benliklerini ve dillerini koruyabilmişlerdir. Ama bunun böyle devam edeceğine dair herhangi bir garanti bulunmamaktadır. Eğer, İç anadolu kürtleri, anadoluda yaşamış ataları gibi yok olmak istemiyorlarsa, bugün verdikleri politik mücadelelerinde dil ve kimlik sorununu öne çıkarmalıdırlar.

Konferans yazıları devam edecektir.

Yazarımız

Celal Deveci
Kuşca'da doğdu. ilk ve orta eğitimini Kuşca ve Cihanbeyli'de yaptı. Lise ve üniversite eğitimini Danimarka'da bitirdi.
Daha önce sosyal pedagog ve öğretmen olarak çalıştı. Psikolojiyi yüksek lisans seviyesinde bitirdikten sonra, 2004 bu yana psikolog olarak çalışmakta.

Daha Fazla Göster
Göz Atın
Kapalı