Orta Anadolu Kürtleri Literatürüne Bir Katkı

Yüzyıllar boyunca Orta Anadolu’da yaşamakta olan Kürt kolonisi üzerine kaleme alınan bu incelemenin bazı ayrıntılarına geçmeden önce, Anadolu ve Orta Anadolu’dan neyi kastettiğimiz konusunda bazı açıklamalarda bulunmayı yararlı görüyorum. Sözcük olarak Natolıya, Yunancada “güneşin doğduğu ülke” anlamına gelmektedir, zamanla eski kaynaklarda Levant veya Orient denilen Doğu yerine kullanılmıştır.1  Anadolu yarımadasını Asya kıtasının bütününden ayrı göstermek için eskiden beri tarihi kaynaklarda Anadolu’ya hep Küçük Asya denilmiştir. Batılı kaynaklarda böyle adlandırılmış, örneğin milattan sonra 400 yılından itibaren bu bölgeye Latince Küçük Asya anlamında Asia Minor denilmiştir.2  Arab gezginleri bu toprakları Bilad al-Rum (Rum ülkesi) olarak adlandırmışlardır. Batıya doğru bir yarımada olarak uzanan Anadolu’nun Batı, Kuzey ve Güney sınırlarının denizlerle sınırlandığı ve belirlendiği zaten açık olarak haritalarda görülmektedir. Konumuz açısından Anadolu’nun veya Küçük Asya’nın Doğu sınırının nereden geçtiği? sorusunun yanıtı, hem Batıya yönelik Kürt göçünün sınırlarını bilmek açısından, hem de Orta Anadolu’nun sınırlarının kaba olarak bilinmesi açısından önem kazanıyor. Bilim adamları genellikle Kuzeyde Trabzon yöresi ve Güneyde bulunan Iskenderun körfezi arasında uzanan bir çizgiyle Anadolu’nun Asya kıtasından ayrıldığı görüşündedirler. Bu görüşe göre Karadeniz ve Akdeniz arasında kalan toprak parçasına Anadolu denilebilir. Bu bilgilere dayanarak, co&cu

Bu tarihi bilgilere dayanarak diyebiliriz ki Anadolu Türkiye’dir ama Türkiye, Anadolu demek değildir. Türkiye, Anadolu dışında başka toprakları da kapsamaktadır, örneğin Kürdistan’ın bazı parçalarını kapsadığı gibi. Böyle olunca günümüzde kullanılan Doğu Anadolu Bölgesi ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi topraklarının Anadolu’nun birer parçasını oluşturup oluşturmadığı tartışma konusu olmaktadır. Bilindiği gibi günümüzde Türkiye’nin Asya topraklarının tümü bugün Anadolu olarak kabul edilmektedir.Kürdistan’dan batıya göç eden Kürtlerin Anadolu’nun değişik kesimlerine yerleştiğini görüyoruz. Bunlardan bir kesimi Orta Anadolu’ya yerleşmişlerdir. Zaman zaman değişik kaynaklarda kullanılan Iç Anadolu Kürtleri ifadesi yerine Orta Anadolu Kürtleri ifadesinin kullanılması daha doğrudur. Türkiye haritalarında olduğu gibi tüm Anadolu’yu değişik coğrafik bölgelere ayırmak yerine, bu toprakları üç dilim halinde inceliyebiliriz;a) Batı Anadolu
b) Orta Anadolu
c) Doğu AnadoluAnadolu’nun Kuzey yöresinin uç noktalarından Kastamonu ve Sinop’tan başlayarak, Güneye, Akdeniz Bölgesi’ne doğru gittikçe bir üçgen biçiminde genişleyen Orta Anadolu’nun değişik yörelerinde tarihte irili ufaklı adacıklar halinde birçok Kürdün yaşadığını görüyoruz. Bu geniş alanın Güneydeki bir ucu Burdur-Isparta, bir diğer ucu Adana-Kahramanmaraş’a kadar uzanmaktadır. Böylece Kürtlerin tarihsel bilgilere göre Kuzeyde Kastamonu-Sinop köşesi, Güneyde Burdur-Isparta ve Adana-Kahramanmaraş köşelerinden oluşan ve Türkiye’nin Orta kesimlerinde yer alan bir üçgen üzerinde dağıldıklarını görüyoruz. Karadeniz, Ege ve Akdeniz Bölgelerinin bazı noktalarına kadar uzanan bu alan üzerindeki Kürtler, iç göçler ve aksi göçler sonucunda sürekli hareket halinde olmuşlaHem kültürel etkileşim bakımdan, hem de coğrafik yakınlık bakımından Orta Anadolu Kürtlerini “Iç Anadolu Kürtleri” biçiminde adlandırmanın yanlış çağrışımlara yol açtığı kesindir. Iç Anadolu Kürtlerinin dışında kalan, ama kendileriyle komşu olan diğer Kürtlere bilimsel anlamda “mesafeli davranılması” doğru olamaz. Teorik ve kategorik olarak Iç Anadolu Bölgesi dışında kalan diğer Kürtleri, örneğin Kastamonu ve Sinop’taki Kürtleri nereye sıkıştıracağız? Bu nedenle Orta Anadolu Kürtleri ifadesi bilimsel açıdan daha anlamlıdır diye düşünüyorum. Bu incelememizin asıl konusunu daha ziyade Trabzon-Iskendurun hattının Batısında kalan ve tarihi kaynaklarda genellikle Küçük Asya denilen Anadolu topraklarının iç kesimlerinde yaşayan Kürtlerin tarihi geçmişi oluşturmaktadır. Batıda Ege ve -Bu inceleme, Batıya yönelik Kürt göçünün tarihi gelişimi konusunda ilerde yapılacak çalışmalara açısından sadece bir katkı olarak düşünülebilir. Çünkü şimdiye kadar Kürdistan’ın değişik yörelerinden Batıya yönelik Kürt göçünün tarihsel ve başka boyutları yeterince incelenmiş değildir. Ama yüzyıllar boyunca Anadolu’nun değişik yörelerinde Kürt kolonileri hep var olmuştur. Geçen yıl yayımlanan Eski Istanbul Kürtleri adlı çalışmamız, Batıya yönelik göç olgusu üzerine yapılan çalışmalar ve incelemeler konusunda sadece bir örnek oluşturmaktadır.4  Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerine göç etmiş Kürtlerin, özellikle Adana, Ankara ve Izmir gibi önemli kentlere yönelik Kürt göçünün tarihi öyküsü ilginç sonuçlar ortaya çıkaracaktır.

– Rohat Alakom