Feridun Hayati ÜnüvarYAZARLARIMIZ

SİVAS´TAKİ MÜZELİK DEVLET

2 Temmuz, 1993 senesinde Sivas Madımak Oteli’nde yapılan katliamı unutmadık.

Hiçbir zaman da, unutmayacağız.

Halkımız ; Sivas Madımak Katliamı’nda Devleti Sivas’ta temsil eden fakat yargılanmayan kamu görevlilerini de, katliamı önlemeyen sorumlularını da, unutmadı ve unutmayacak da.
Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan, a-politik olması gereken devletin tüm kurumları başta olmak üzere, tüm siyasi partiler ve yasama, yargı ve yürütme gibi tüm kamuya ait yetkili organlar ; din, dil, mezhep, ırk ve etnik köken farkı gözetmeksizin, ülkemizde yaşayan tüm insanlara eşit davranmalı ve icraatlarını yaparken ayırımcılık yapmamalıdır.

2 Temmuz, 1993’te Cuma namazından çıkan kalabalık ne kurt, ne kuzu, ne cani ve ne de canavar ruhluydular. Onlar da, insandı. Fakat, katliam yaptılar. Çünkü o insanların beyinleri, o günün din ve milliyet istismarcılığı yapan politikacıları tarafından yıkanmıştı.
O gün, Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri kapsamında Sivas’a gelen ve aralarında Arif Sağ, Aziz Nesin, Nesimi Çimen, Hasret Gültekin, Metin Altıok gibi bir çok sanatçı ve aydınlar; ALEVİ KARŞITI KIŞKIRTMALAR sonucu, hedef haline getirilmiş ve katliam yapılmıştı.
O gün, misafir sanatkar ve aydınların kaldığı Sivas Madımak Oteli’ni basarak, kendilerinden farklı düşündükleri ve yaşadıkları için oteli ateşe vererek, şair Metin Altıok, yazar Asım Bezirci, ozan Nesimi Çimen ve Hasret Gültekin’in de aralarında yer aldığı 33 kişi ile 2 otel görevlisini öldürenler, bugün de aynı tezgah içerisinde değiller mi ?
Sivas Madımak Katliamı’ndan hiç bir ders alınmamışçasına bugün de, ülkemiz insanları arasında sürekli olarak ön yargılar oluşturulmaya devam ediliyor ve hala istismarcılara, göz yumuluyor.
O günden bu güne, değişen de, fazlaca bir şey yok !
Bilakis..
İstismarcılık, yaklaşan seçimler dolayısıyla dozunu gittikçe artırıyor ve adeta, legal bir hale getiriliyor.
Hepinizin bildiği gibi, politik partiler ve başındaki liderler ; oy toplamak ve seçilmek için, halkın din ve milliyetçilik duygularını, istismar etmeye ve her gün biraz daha tam gaz vermeye devam ediyorlar.
Halkımızın, bu istismarcılara prim vermemesi insanlık adına, çok önemlidir.
Hem bireysel, hem toplumsal ve hem de ülke çıkarları açısından; ırkçılığa, ayrımcılığa, rüşvet ve adam kayırmacılığına karşı tavır koymalıyız ve dik durmalıyız.
Birey olarak her birimizin üstümüze düşen görevler vardır ve bu görevleri her zaman ve her yerde, koşullar ne olursa olsun, taviz vermeden yapma sorumluluğunda olmalıyız.
Söz ve ifade özgürlüğümüzü kullanarak, legal bir zeminde, istismarcıları teşhir etmeliyiz.
Kamu görevi icra eden bir devlet kurumunu veya orada çalışan bir devlet memurunu, politikacıların hükümranlığına terk etmemeliyiz.
Ülkemizin siyasal iktidarında hangi parti veya politik düşünce yürütmede bulunursa, bulunsun ; devlet, kurumları ve memurlarıyla tüm insanlara karşı eşit, adil ve tarafsız davranmalı ve görevlerini; politikacıların emirleri ve yönlendirmeleriyle değil, yasalarda belirtildiği ve yazıldığı gibi yapmalıdır.
Bir birey olarak hepimizin amacı ve ideali, devlet kurumlarımızı ve çalışanlarını politik parti ve yürütmenin emrinden kurtarmak ve tarafsız icraatlar yapmasını sağlamak, olmalıdır.
Devlet, tarafsız kurumlarıyla ve tarafsız çalışan personeliyle ayakta duran ve devamlılığı olan bir sistem değil midir ?
Devletin kurumlarını politikacıların hamamı, çalışanlarını da tellağı olmaktan, kurtarmak ; devlet sistemini demokrasinin prensiplere göre işletmek, DEVLET GELENEĞİMİZ, olmalıdır.
Sivas Madımak Oteli’ni, o günün devlet otoritesine atfen bir Utanç Müzesi olarak yapılaştırmak ve insanlığın ibretine sunmak da, bir insanlık görevi olmalıdır.
İnsanca yaşamanın hukuksal teminatı olarak gördüğümüz devleti, tarafsız kurumları ve tarafsız çalışan personeliyle, politik çatışmalardan uzak tutmak ve işlevini tarafsızca yapması hususunda, hepimizin sorumluluk alması, kaçınılmazdır.
20 yıl geçse de, biliyoruz ki ; Sivas Madımak Oteli Katliamı’nı halkımız, unutmadı ve unutmayacak da..
Devletin bu katliamdan ne kadar ders aldığını ise biz, hala tam olarak öğrenmiş değiliz.
Doğru olduğuna inandığımız için, biz;
-Sivas Madımak Oteli Katliamı’nı kınamaya devam edeceğiz..
-Katliamı yapanları, lanetleyeceğiz..
-Katliamı yapanların zihniyetlerini, görülür hale getireceğiz..
-Katliamda hayatlarını kaybedenleri anıp, kalplerimizde yaşatacağız…
-Ve Sivas Katliamı’ndaki MÜZELİK DEVLETİ, asla unutmayacağız..

Yazarımız

Feridun Hayati Ünüvar
Aslen Konya'nın Seydişehir ilçesinden. İvriz ilk öğretmen Okulu mezunu olduktan sonra Kuşca’nın Büyük Yayla ilkokulundan öğretmen olarak çalıştı. 1970’li yılların başında Danimarka’ya geldi. Danimarka’da Türkçe eğitim vererek öğretmenlik mesleğine devam ederken, sosyal danışmanlık eğitimini bitirdikten sonra, 5 yılda hukuk okumuştur.

Daha Fazla Göster
Göz Atın
Kapalı