SÖMÜRÜ SAVAŞLARINA KARŞI, SINIFSAL MÜCADELE..!
Veriler ve gelişmeler, günümüz savaşlarının sosyal, kültürel, etnik ve inançsal kaynaklı çatışmalar olmadığını, sömürü amaçlı olduğunu gösteriyor.
Yaşayıp şahidi olduğumuz savaşlar, katliamlar, terörist tezgahlar, işgaller ve emperyalist sömürüler; Kriminal Sermaye’yi sevk ve idare eden Sömürgeci devletlerin, bir planlaması ve projesi olarak karşımıza çıkıyor. Emperyalist Haydutların ürettikleri silahlarına ve müttefikleriyle müşterek yaptıkları tüm KATLİAMLARA karşı bütün dünyanın ezilen ve sömürülen tüm emekçileri, İşçi Örgütlerinin öncülüğünde birleşmeliler ki; dünyayı yaşanmaz hale getiren bu vahşi Kapitalizm’e karşı DUR diyebilsinler, direnebilsinler ve insanca yaşayabilsinler.
Ezilen ve sömürülenler,
-dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar..
-hangi inanca ve etnik kimliğe ait olurlarsa olsunlar..
aynı SINIFtandırlar..!
Ve yaşam koşulları, aynıdır. PROLETARYA dediğimiz ezilen ve sömrülen bu emekçi yoksul SINIF; birbirleriyle el-ele tutuşarak birleşirse ve birlikte SINIFSAL bir MÜCADELE yürütürlerse, bu vahşi kan emici Kapitalizm’in hakkından gelebilirler ve kurtulabilirler. Aksi halde, lokma-lokma kolayca, yutulurlar.
Bu savaşlar, Kapitalizm’in SÖMÜRÜ savaşlarıdır. Bu böyle biline!
Günümüzdeki savaşların sebebi, ne ETNİK kimliklerdir ve ne de farklı DİNLER…
Savaşları çıkaran ve sürekliliğini sağlayan, sadece ve sadece, kandan ve kaostan beslenen, Kapitalizm’dir. Çatıştırılan ve birbirleriyle savaştırılanların Ukraynalı, Rus, İsrailli, Filistinli, Kürt, Ermeni, Türk, Yahudi, Müslüman, Hıristiyan veya ateist gibi, farklı etnik kimlik ve inançlardan olması, sosyalistlerin taraf olmak için göz önünde bulunduracağı kriterler değildir. Proleterler arasında, etnik kimlik ve inanç ayırımı yoktur ve farklılıklar, çatışma veya savaş sebebi değildir !
Bir Sosyalist, savaşın ve çatışmanın kimlere ve hangi Sınıfa hizmet ettiğini görerek taraf olur ve duruşunu SINIFSAL açıdan bakarak tespit eder. Eli daima Kanlı ve Kirli olan (KKKK) Katil Kapitalizm, Kriminal faşist sömürücü örgütleriyle, proleterlerin birleşmesini ve örgütlenmesini, asla istemez !
Ama kendileri, uluslararası düzeyde NATO, G-8, WFP, AGİT, AB ve AB Konseyi, G-20, OPEC, UNESCO, WEF, AİHM, WHO, UN, UNİCEF, WTO, WWF, FAO, OECD, İLO, FİFA ve İMF gibi, benzeri daha nice sayısız çeteleşmiş, kitabına uydurulmuş, mafyavari örgütleriyle dünya halklarını sömürmek.. sevk ve idare etmek için örgütlenirler ve örgütlüdürler. -Ulus devletlerin oluşumunu sağlayan, yaratan ve birbirlerinden koparıp ayrıştıran ve aralarına sınırlar çizen, bunlardır.
-İnançları ve mezhepleri kollayıp, koruyan ve kullanan da, bunlardır.
-Etnik kimlik ve ulusalcılık siyasetini devamlı ülkelerin gündemlerinde tutarak farklı etnisiteleri birbirleriyle çatıştıranlar da, bunlardır.
– Ülkelerin yönetimlerini de, yasalarını da.. sınırlarını da belirleyen, bunlardır.
-Daha neler.. neler..!
Sosyalistler;
Savaşın, sınıfsal olduğunu bilirler. Her zaman, her koşulda ve her yerde taraftırlar. Ezilen ve sömrülenlerin yanında yer alırken onların;
ülkesine, ırkına, inancına ve etnik kimliğine bakmazlar.
Hangi Sınıftan olduğuna bakarlar. Ezeni, KKKK’yı ve sömüreni bilirler ve nerede olursa olsunlar, karşısına dikilirler.
Ser verirler ama baskıya, zulme, sömürüye ve haksızlığa asla boyun eğmezler.
Kalın sağlıcakla, savaşın sınırsal değil sınıfsal olduğu bilinciyle, sevgi ve dostlukla.
Yazarımız
- Aslen Konya'nın Seydişehir ilçesinden. İvriz ilk öğretmen Okulu mezunu olduktan sonra Kuşca’nın Büyük Yayla ilkokulundan öğretmen olarak çalıştı. 1970’li yılların başında Danimarka’ya geldi. Danimarka’da Türkçe eğitim vererek öğretmenlik mesleğine devam ederken, sosyal danışmanlık eğitimini bitirdikten sonra, 5 yılda hukuk okumuştur.