TANSİYON
Bir önceki yazı hepimizde geçmişimizle ilgili güzel duygular çağrıştırdı. Skandal bir teşhis örneği olduğu için öncelik verdim. Bundan sonrakiler ise daha çok benim sağlık sorunlarımla ilgili hikayeleri kapsayacak.
Burada kişisel olarak hiçbir sağlık elemanı ile polemiğe girmek , hesaplaşmak gibi bir düşüncem olamazç Her durumda canımızı çekinmeden emanet edebileceğimiz doktorlarımıza güveniriz.
Eleştirilerim sisteme yönelik, daha geniş bir perspektifle olacaktır..
Hastalık, herkeste farklı seyreder anlamına gelen, “hastalık yok hasta vardır” sözünü sıklıkla duyarız. Benim de yaşadığım sağlık sorunlarımdan kıssadan hisse alınsa bile bunların bana özgü olabileceğini düşünerek toplumsal bir soruna dikkat çekmek istedim.
Halk arasında çok yaygın olan tansiyonla ilgili bir sorunum olmadı bugüne kadar. Bir arkadaşın ısrarı ve sadece kontrol amacıyla bir Araştırma Hastanesine başvurdum. Yapılan muayene sonucu , EKO iyi, tansiyon160-95. Doktor tuz ve sigara ile ilgili 2 kısa sorudan sonra reçetemi yazdı. İlaçları alıp eve gidince her zamam yaptığım gibi prospektüsleri dikkatlice okudum. İlaç degil, tıpkı birer zehir sanki! 10’da 1, 100’de 1 ve 1000’de 1 oranlarda olmak üzere baş ağrısından kalp krizine kadar bana bir çok rahatsızlık verebilecek yan etkileri var.Uyarılar, anlaşılır bir dille yazılı ! Sapasağlamken asıl şimdi hasta olacağımı düşündüm ! Bu noktada söylenecek çok şey, verilecek çok örnek var ! Burada sorumlu olarak doktor görülse de iş doktoru aşan boyutta ! Adına çalışılan kurum baskısı, ilaç şirketleri, FDA, WHO, toplumu ilaca şartlandıran yanlış sağlık politikaları; hepsinin payı var !
Ne yaptım peki, ilaçları kullanmadım tabii ! Aradan 2 yıl geçti. Dört ay önce tansiyonumu ölçtüğümde 122-78 idi. Yorum sizin !
Yazarımız
- Emekli öğretmen. Kuşca'da doğdu. Ankara'da yaşamakta.
Son yazıları
- Hüseyin Sarı22/05/2020PANDEMİ GÜNLERİ
- Hüseyin Sarı27/02/2019Bumsuz’da silahlı çatışmaya ramak kala
- Hüseyin Sarı01/02/2019Hergele Meydanı – Gümrük – REFLÜ
- Hüseyin Sarı06/01/2019TANSİYON