Türkiye’ye neden demokratik bir anayasa gerekli
Bir ülke’nin kalkınması, alt yapısını tamamlaması, sanayileşmesi, demokratik, laik, özgür bir ülke olması için, koşulların olgunlaşmasına; 100 yıl (bir asır) gibi uzun bir süre yetmiyorsa; o ülke insanlarının oturup yeniden düşünmesi gerekmezmi?. verimli ve stratejik bir coğrafyada olmak, genç bir nufusa sahip olmak, neden aydınlığa çıkmaya yetmemektedir?diye sorması gerekmezmi?. Yüz yılda, iyi yönetilememenin , çağdaş bir ülke olamamanın en önemli sebebleri nden biri bana göre demokratik bir anayasadan yoksun bırakılmaktır.
Yoksulluğun, işsizliğin, sömürünün, asimilasyon ve ırkçı saldırganlığın dayanağı olduğuğu için, çağdışı gerici metinler, darbe anayasaları, bir ülkenin demokratik ve özgür olabilmesinin önünde en büyük engel olduğu içinde, mutlaka demokratik anayasalara yerini terketmelidir. Demokratik geleneklerden ve yönetimlerden uzak olmak, halkların denetim ve kontrolünden yoksun olmak, emperyalizmin; abluka, savaş, din- mezhep kışkırtıcılığı, silah rekabeti, kaos ve sömürü politikalarına aracı olmak demektir. Eşitlik ve özgürlüğü düşman bellemektir. Emperyalizmle ‘’stratejik ortaklık’’ ve sömürgecilik de böyle bir durumun eseridir.
Çok uluslu Bir ülkede, tekçiliği dayatmak; başkaldırılara, isyanlara sebeb olmaktır. kan ve şiddetle, çözüm aramak, gelişmenin, kalkınmanın, refahın ve barışın önünde büyük bir engel olmaya devam etmektir . Türkiye de, Bu anlayış ve politikadan mutlaka en kısa zamanda dönülmelidir. Demokratik bir anayasanın gereği olan, (federal sistemde dahil), kuvvetler ayırımı dengesi sağlanmadan(yasama, yürütme ve yargının), partiler yasası, seçim yasası demokratikleştirilmeden laik ve demokratik bir sistem yaratılamaz. Yaşadığımız gibi Seçimle iş başına gelmiş belediye başkanları içeri atılır. Belediye yönetimi kayyuma teslim edilir. Siyasal partiler kapatılır, Siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar sorgusuz sualsız içeri atılır.
Biliyoruz ki sorunlar çözülmedilçe azalmaz, aksine yenileri eklenerek artar. Daha da karmaşık hale gelir, düğüm olur, kangren olur. Özellikle yanıbaşımızdaki manzaraya bakıldığında, bu hemen anlaşılıyor. Suriye, Irak, İran, Libya, Yemen Ürdün, Mısır aklımıza ilk gelenler. Bugün Türkiye de, Bahçeliyle yapılan ittifak, AKP’nin ırkçı saldırgan bir yönetim şekliyle ayakta durmaya çalışıyor olması da benzer çıkmazların bir sonucudur. Ekonomik çıkmaz, Kürt sorunu, Alevi sorunu, işsizlik, paranın yabancı paralar karşısında her gün değer kaybetmesi, dış politikada iflas, içerde pahalılık, işsizlik ve yoksulluğun kol geziyor olmasıda bu hukuk ve demokrasi dışı yönetim ve sömürü sisteminin uygulamalarından kaynaklanmaktadır.
Bu gün, Aydınlara, sosyalistlere, sanatçılara, demokratlara, akademisyenlere emek ve demokrasi den, eşitlikten yana olan herkese iş düşüyor. Barışa ve çağdaşlığa inanan, siyasi partilerin kadrolarının, her türlü grup ve kişisel çıkarları, farklılıkları öne çıkarmadan, uzlaşmalarına ihtiyaç vardır. Kürt halkının ulusal demokratik taleplerini de kapsayan, çözüm anayasasının oluşmasında, demokratik mücadelenin her aşamasında sorumluluk almak zorunluluğu vardır.
Türkiye gibi geri bıraktırılmış, önemli sorunları olan ülkelerin; öncelikle Anayasal, siyasal, ekonomik konularda köklü değişikliklere gidilmeden kısa sürede sorunlarını çözme olanağı yoktur.Elbette Doğru teşhis, doğru mücadele gereklidir. En önemlisi barışa, uzlaşmaya fırsat verilmelidir. Halkın örgütlü gücüne, planlamaya, birliğe ve zamana ihtiyaç vardır. Bu bilinçle hareket edilmesi gerekir.
Bu değişim ve dönüşüme, kapı aralamadan, anayasal güvenceler sağlanmadan, mevcut nisbi haklar, yerelde kazanılan mevziilerin kaybedilmesi de her zaman gündemde olur. İleri demokratik çağdaş, kalkınmış özgür bir ülke olma umudu da tamamen kaybolur. Şimdiye kadar olduğu gibi, çıkmazın, pahalılığın, işsizliğin, sefaletin asıl sebebinin; insan hak ve özgürlüklerin yokluğu, eşitsizlik değilde, ‘’dış güçler’’, içerde ‘’şer güçlerin’’ olduğu yalanını dinlemeye devam ederiz. 12.07.2019 H.Hasan TUZCU
Yazarımız
-
Mühendis.
Harita mühendisliğini Selçuk üniversitesinde okudu. Aslen Xalikanlı, Ankara yaşamakta.