“Kürtler’in durumu şimdi daha iyi”
1969 ve 1970 te Türkiye’nin çeşitli yerlerinden Danimarka’ya büyük bir iş gücü akımı başladı, gelenlerin önemli bir kesimi Cihanbeyli, Kulu ve Haymana yöresinden olan Kürtler’di, Hafta sonları gidecek bir yerleri olmadığı için, genellikle Kopenhag tren istasyonunda buluşuyorlardı, sanki orası bir haberleşme, ve iletişim merkezi idi.
Tabii hafta sonları istasyonda bir kaç yüz kişinin toplanması sıkıntı yaratıyor, gelen giden yolculara engel olunuyordu. Bu durum Danimarkalı yetkilileri düşündürmeye başlamıştı. Türkiyelileri istasyonda çekmek için bir çözüm arayışına girmişlerdi.
National Müzede yapılan film gösterileri bir azıcık olsa istasyonun yükünü hafifletiyordu.
Film seyretmek için Mehmet Ruhi Doğan’la birlikte müzeye gitmiştik. Benden çok yaşlı olduğu için kendisine ağabey diye hitap ediyordum. Mehmet ağabey Haymana’nın Bumsuz köyündendi. Vaktinde köyde muhtarlık yapmış, dindar bir aileden geliyor, dini bilgisi iyidi. İyi bir Ajitatör dü. Daha sonra Ankara’ya taşınmış, Türkiye İşçi Partisi içinde yer alarak, marksizmle donanmıştı. Orta Anadolu’nun ilk marksistlerindendi desem yerimde bir tespit olur. Örgütçüydü, beni sosyalizmle O tanıştırmıştı.
1965 yılında TİP’e aday olduğunda, Bumsuz köyü silme Türkiye işçi partisine oy vermişti.kendisini sosyalist olarak tanımlıyordu. Daha sonraları buradaki partiye üye oldu, yaşına rağmen elinde parti gazetesi ile sokak sokak dolaşarak örgütün çalışması yapıyordu.
Müzede Berlingske Tiden’den bir gazeteci bizimle röportaj yamak istediğini söyledi. Yanına çat pat dil bilen bir tercüman almayı da ihmal etmemişti. Önce Kürt olup, olmadığımı ve biraz da kendimden bahsetmemi istedi. Elimden geldiği ve dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalıştım. Tabii tercümanın söylediklerimi ne kadar doğru
çevirdiğini bilemedim çünkü dil bilmiyordum.
Türkiye Kürtlerinin genel durumun sorunca, biraz bocaladığımı biliyorum, bu konuda fazla bildiğim bir şeyde yoktu, aslında Kürt sorununu yeni yeni tanımaya başlamıştım.
Cumhuriyet sonrası meydana gelen, özellikle Şeyh Sait isyanını anımsadım, Kürtler’in çoğunluğu bu isyanı duymuştur. Şeyh Sait’in ” İngilizler’le anlaşarak Vatanı bölmek istediği” çok sık yazılır ve anlatılırdı. İsyanları kastederek durumun şimdiye daha sakin olduğunu anlatmaya çalıştım.
Ertesi gün gazetede Ful Manşet olarak yayınlaman haberde “Kürtler’in durumu şimdi daha iyi” diye yazılıydı, ben Memet Ruhi Doğan’ın resmini de koymuşlardı.
Bir kaç gün sonra Türkiye Büyük Elçiliğinden bizimle konuşmak istendiği haberi iletildi. Mehmet Ruhi Doğan’ la Elçiliğe gittik, Müsteşar Kaya Toperi bizi karşıladı, gayet kibar bir insandı. Gazetede çıkan haberle ilgili bizimle epey sohbet etti, bu arada çay da ikram ettiğini anımsıyorum.
Haberi okuduğunu, haberin içeriği değilde, başlığının kötü olduğunu anlattı. Bumdan sonra gazetecilerle konuşurken dikkatli davranmamızı öğütledi. Kaya Toperi Dışişlerinden görev almış, en son olarak Berm Büyük elçiliğini yürütmüştü. Ayrıca Turgut Özal’ın en yakınımda görev yapmıştır.
Elçilikten ayrılırken Ruhi Su , Barış Manço, Cem Karaca ve Selda Bağcan gibi o zamanın popüler isimlerinden oluşan bir müzik bantı ( makara ) hediye etti.
Defalarca dinledim bantı, bugün hatırladığım tek parça: Öztürk Serengil’in zamanın başbakanı Süleyman Demirel’e atfen söylemiş olduğu ” yaktın bizi Sülüman, ahh Sülüman aklımda çıkmaz hiç.
Demek ki Sülüman’lar her zaman ülkeyi soyup soğana çevirdiler. Allah onları başımızdan eksik etmesin..
Devam edecek
Yazarımız
-
Kuşca'da doğdu. 1969 yılının ilk aylarında Danimarkaya göç etti. Yıllarca öğretmen ve okul müdürü olarak çalıştı.
Türkiyeli Göçmen dernekleri (FAT) ve Danimarka Göçmen Dernekleri konfederasyonu (IND-SAM) başkanlığı yaptı.
Emekli ve halen Brøndby Belediyesinde meclisi üyesi.
Yazarın kitapları:
• Gawesti, 2008
• Mor kayalar, 2015
• Mamo ile Adul, 2022
Son yazıları
- Mahmut Erdem23/11/2024UMUDA GÖÇ – 15
- Mahmut Erdem16/11/2024UMUDA GÖÇ – 14
- Mahmut Erdem27/01/2024UMUDA GÖÇ – 13
- Mahmut Erdem21/01/2024UMUDA GÖÇ – 12