BEDEL ÖDETENLER…!
EMPERYALİST Sistem’in kurduğu, koruduğu ve kullandığı sömürülen ülkelerdeki yönetimlere, Afrika kıtasındaki ülkelerde daha çok rastlanır.
Emperyal Sermaye, Finans-Kapital yatırımlarıyla asker bulundurmadan girdiği ülkelerde, her türlü güce sahiptir.
Zira; silah onlardadır, para onlardadır.
Pazarı olarak gördüğü ve girdiği ülkenin, her şeyini sevk ve idare eder.
Düzeneğini kurar.
Adına; cumhuriyet der, devrim der, ilke der.
Demokrasi getirdim der.
Peki, nerede; o getirdiğiniz Cumhuriyet?
Nerede, o HÜRRİYET?
Kimler için, kimler ne getirmiş? ..diye sorgulamaya kalkınca; birileri, ölür.. birileri, bedel öder.
Sonuçta kimileri yaşar, kimileri de Bayram eder..!
Peki, EŞİTLİĞİN-ADALETİN olmadığı bir Sistem’i, yaşatanlar kimler..?
Elbette o Sistem’den, nemalananlar..
EMPERYALİZM’in yörüngesinden kurtulamıyan Türkiye’de de, her yıl CUMHURİYET kutlanır.
Kimi sevinir, kimi üzülür, kimi de büzülür.
Kendilerini; sucu, bucu, solcu ya da bir devrimci gibi gören kimi yaratılmışlar da; sanki ülkede, eşitliğin-adaletin olduğu Sosyalist bir Halk Cumhuriyeti kurulmuş gibi, varmış gibi sorgusuz, sualsiz Bayram kutlarlar. Kutlamalarıyla; neye yardım ettiklerini ve neyi yarattıklarını idrak etmezler.
Kapitalizm yönetimlerin olduğu ülkelerdeki siyasetçiler, Sosyalist yönetimlerin olduğu ülkelerde olmayan siyasi bir ahlaka sahipler.
Siyasi muhataplarını hapishanelerde tutarak etkisiz hale getirmek, sömürülen/kapitalizmin olduğu ülkelerinde görülen bir olaydır.
Siyasi muhataplarını yok etmeye, sindirmeye çalışanlar, kendilerine ve efendilerine çıkar sağlarken halkı da ezdikçe ezerler ve kuru soğana muhtaç ederler..!
Ülkemiz Türkiye’de de Cumhuriyet kurulalıdan beri Siyasi tutuklamalar olmuş ve bunun bedelini sadece tutuklananlar değil, halk da ödemiştir.
Halkın bedel ödemesi öyle bir kronik hale gelmiştir ki, bedel ödeme olağanmış gibi, tepki de verilemez olmuştur…!
Siyasi tutuklu Gülten Kışanak ve diğer siyasi tutukluların tutukluluk hali, işte bu kronikleşen siyasi hastalığın bir ispatıdır.
Tutuklular ile ilgili olarak üzüntülerini belirten ve timsah gözyaşı döken mevcut siyasetçiler ve dünküler, konuşmalarında ve tutumlarında samimi değiller ve hiç bir zaman da olmadılar..!!
Geçmiş ve mevcut her siyasetçilerin ve tüm siyasi kurumların bu konuda suçlu olduğu ve sorumluluklarını başkalarına veya birbirlerinin üzerine atamayacakları açıktır.
Siyasi tutukluların, tutuklu kalmasına esas sebep olanlar; halklara dünyayı zindan edenler ve siyasetçilerin birbirlerini yemelerini ve tutuklamalarına göz yumarak kaos ortamı yaratan, Emperyalist Sermaye ve finans-kapitalin, sömürücü- yatırımcı işbirlikçileridir.
Bakmayın siz onların Kavala’yı sebest bırakın, Demirtaş’ı sebest bırakın demelerine…!!
Emperyalizmin kurumları gerçekten Siyasi tutuklularımızın serbest bırakılmasını istemiş olsalardı, bunu yaptırabilirlerdi..!Nitekim, Amerikalı Rahip nasıl hemen serbest bırakıldı…?
Demek ki, siyasetçilerimizin tutuklanmaları, emperyallerin ve işbirlikçilerinin işine yarıyor, bu asla unutulmamalıdır..!!!
Peki bunu unutan, unutturan ve dile getirmeyen kimlerdir..?
Elbette emperyalizm ile işbirliği halinde olan, milletin saf ve samimi duygularını istismar eden; dinci, milliyetçi, tekçi, cepçi, koltuk düşkünü, çıkarcı, muktedir siyasetçilerimizdir.
Peki bunda, Millet İttifakı’nın hiç mi suçu yoktur..?
Eveeet.. işte bu soru da çoook önemlidir ve sorulmalıdır.
Bu Aakil ? tek hücreli siyasetörler de, elbette masum değillerdir ve Emperyaller kadar, onların da suç ortağıdır..!!
Zira, Millet İttifakı denen oluşumun partileri tek, tek incelenirse, bu zaten açıkça görülür.
Geçmişlerinin kanlı hesabını verememiş, vermemiş tescilli faşistlerin; tekrar allanıp pullanıp piyasaya sürülmeleri, bir tesadüf değildir. Kanlı elleriyle ve matematiksel çarpanlarıyla katlanarak büyüyen ; ırkçılık, ayrımcılık, yoksulluk, dincilik ve milliyetçilik ile mevcut yönetimden hiç bir farkı olmayacak olan bu yamalı bohçanın da, ülkemize ve halkımıza hiç bir yararı olmayacağı açıktır ve oluşumundan da bellidir…!
Bütün siyasi tutukluların serbest bırakılması ve adil yargılanması için; tüm siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin ve “ben de düşünen ve ifade özgürlüğümü kullanmak istiyen biriyim” diyen herkesin, inisiyatif alıp sesini yükseltmesi ve mücadele etmesi ümidiyle, dünyanın neresinde olursa olsun bütün siyasi tutuklulara buradan selam ve sevgilerimi gönderiyor, Siyasi tutuklulara ve yakınlarına sabırlar diliyorum.
Yazarımız
- Aslen Konya'nın Seydişehir ilçesinden. İvriz ilk öğretmen Okulu mezunu olduktan sonra Kuşca’nın Büyük Yayla ilkokulundan öğretmen olarak çalıştı. 1970’li yılların başında Danimarka’ya geldi. Danimarka’da Türkçe eğitim vererek öğretmenlik mesleğine devam ederken, sosyal danışmanlık eğitimini bitirdikten sonra, 5 yılda hukuk okumuştur.