Kürt ressam Hasan Hüseyin Deveci
Kürt ressam Malmîme (Hasan Hüseyin Deveci), kariyerindeki en önemli sergisini Almanya’nın Köln kentinde açtı. Tablolar, Büyükşehir Belediyesi’nin 600 yıllık tarihi Spanischer Bau binasındaki sergileniyor. 2007 yılında UNESCO Uluslararası Görsel Sanatçılar Üyeliği’ne kabul edilen sanatçı, sergisine ‘Duygularımın Renkleri I’ adını verdi.
Sergide 9 ayrı temayı konu edinen tablolar bulunuyor. 2008-2009 yılında çizilen resimlerde, Malmîme’nin her temayı bazen altı,
bazen dokuz, bazen de oniki ayrı tabloda bir kompozisyon şeklinde anlatması ve üç çalışmasının adını direk Kürtçe yazması dikkat çekiyor. Bunlar “Mem û Zîn”, “Dîlan” ve “Gowend” adını taşıyor.
Ressamın mozaik-cam sanatından da yararlanması sergisini renklendirmiş ve çesitlendirmiş. Tablolar, Kürt toplumunun yara haline gelen “duygularını, özlemlerini ve geleneklerini” sergiliyor adeta…
KADIN KATLİAMI TEMASI
Kadın katliamlarına karşı mücadelenin yükseltildiği bu günlerde Malmîme de “Dîlan” adlı tablosuyla erkek egemen topluma karşı çıkarak zoraki evlilikleri ve kadın cinayetlerini eleştiriyor. Dîlan adlı çalışmasında mutlu bir genç görünümünde dilana duran Dilan adlı genç kadının dramını işliyor. Önce halay çeken Dîlan, sonra sevmediği biriyle zorla evlendiriliyor ve hayatı cehenneme dönüşüyor. Bu çalışma dokuz tablodan oluşan bir kompozisyon.
Kadın konusunu sanatında ağırlıklı olarak işleyen ressam, serginin en can alıcı ve merkezi noktasında, ‘Kırmızı Elbise’ ve ‘Atak’ isimli çalışmalar bulunuyor. Güçlü kadınının tasvir edildiği tablolarda misafirlerin toplandığı yerlerde konuşan kadınlar dikkat çekiyor. Malmîme, “Burada kadının gerçek ve manevi gücünü renklerin diliyle gözler önüne sermek istedim” diyor.
Kürt halkının yaşadığı en büyük trajedilerden biri de göçtür ve Malmîme’nin konu edindiği bir tablo da Kürdlerin göçünü dile getiriyor. “4000 Köy” adlı bu çalışma, dört parçadan oluşuyor ve bir tabloda, evi yakıldıktan sonra iki çocuğunu kucağına ve sırtına alarak kaçan bir anne resmediliyor. 1980-2000 yılı arasında Türkiye, Irak ve İran’da 10 bin Kürt köyünün yakılıp yıkıldığını ve bu nedenle milyonlarca insanımızın tablodaki anne gibi nice zorluklarla göç ettiğini hatırladığımızda insanın tüyleri ürperiyor.
MEM U ZİN
Kürt toplumunun en çok bilinen aşk öykülerinden Mem û Zîn’i de 4 parçadan oluşan iki metrelik tablosunda başarılı bir şekilde anlatan ressam, “Ehmede Xanî’nin torunları, Mem û Zîn’in resimlerine de sahip olsun, bununla da mutlu olsunlar diye yaptım” diyor.
Malmîme, mozaikleri kullandığı çalışmasında ise köklerini Zeugma harabelerinde arayarak tarihe gömülüyor. 10 ayrı mozaik çalışmasından oluşan bu tabloda da ortadaki üç mozaiğin ismi de ilginç: “Mezopotamya”, “Anadolu” ve “Köln”… Bilindiği gibi tarihi Zeugma kenti Birecik Barajı’nın suları altında bırakılarak yok edildi. Görüntü, ses kaydı ve yazılı belge gibi, tablolar da aynı zamanda belge niteliği taşır. Guernica’nın oynadığı rol bu anlamda ögreticidir. Ressamın bu mozaiklerinin de gelecekte belge olarak kalacağı da kuşkusuz bir gerçektir.
MALMİME’NİN FIRÇASI
Malmîme, halkının acılarını sancı çekerek hisseden bir ressam olduğunu attığı her fırçanın izinde göstererek bizi de düşündürtüyor. Bu yönleriyle gerçekçi bir sanatçı duruşuyla bizi etkileyen Malmîme, adeta “Fırçalarım anlaşılmaz bir stilde gözükebilir ama fırçamın anlattıkları asla” der gibidir.
Resimdeki stili Neo Ekspresyonizm olan ressamın çalışmaları, eski ile yeninin bir paydada buluştuğu bir tarzda… Stili ile kendi kültürünün köklerini günümüz modern sanatıyla birleştirerek Avrupalıya sevdiren ve onları kendine hayran bıraktıran Kürd Ressam Malmîme, bu şekilde kendi halkının kültürünü, Avrupalılara tatınmada inisiyatif almış gözüküyor. Bu sergi de 2008 yılında İspanya’da açtığı sergiyi aştığı yorumları yapılıyor.
Ressam Malmîme, şimdiden “Duygularımın Renkleri II” adlı aynı çalışmalardan oluşacak başka bir sergiyi açma hazırlıkları içinde bulunuyor. Malmîme’nin Köln Belediyesi’ndeki sergisi ise 26 Şubat 2009 tarihine kadar gezilebilir.
MALMİME SERGİSİNİ ANLATIYOR
* Malmîme, sergi önerinin kabul edildiği günü bizimle paylaşır mısın?
– Haberi ilk aldığımda eşime söyledim. Benim için ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Resim sanatı masraflıdır. Sıkıntıları birlikte paylaşırız. Başvurumuz kabul edildiği zaman oturup birlikte ağladık.
* Sergi günü nasıldı? Dostların, hocan, sanatseverler vardı… Neler yaşadın?
– Çok değişik sahneler vardı. Ama sanırım abimin yaklaşımı ilginçti. Köln’de yaşıyor. Kariyerimin en önemli gününde yanımda görmek istedim. Benim halen hobi olarak resim yaptığımı sanıyor. Gelmedi. Kürt yazar Günay Aslan’ı ve Kürd sanatçılarını orada görmek ve bana, “Seninle gurur duyuyoruz” denilmesi beni çok mutlu etti. Köln’deki belli başlı sanat aktivistleri de vardı ve güzel öneriler yaptılar ilerisi için. Ben aynı zamanda ev sahibimizin yanında çalışıyorum. Yaşlı bir Alman’dır. Onu davet etmiştim. Tabloları ve dostların ilgisini görünce elimi sıktı ve gözünden yaş geldi.
* Serginin açılış konuşmasını Köln Büyükşehir Belediyesi İkinci Başkanı Elfi Scho-Antwerpes yaptı. Eşin ve çocuklarınla da uzun uzun sohbet etti. Sergiyi nasıl buldu?
– Bayan Elfi Scho-Antwerpes, politik kişiliğinin yanısıra kültür ve sanattaki ağırlığı ve aktifliğiyle de Köln’de tanınan biri. “Bu başarıyı özellikle bir Kürd insanının yakalaması güzeldir” dedi. Bayan Antwerpes’e katkıları için teşekür ederek bir çiçek verdim. Sözleriyle beni onurlandırdı. “Bu çiçek benim değil senin hakkın” dedi. Çocuklarımı alıp kendi odasını gezdirdi. Ben o gün bildiğin gibi şalvar giymiştim. Belime de pişt bağladım. O pişt bana anneannemden kaldı. Onun 70 yıllık bir geçmişi var. Onu da sordu. “Ben Mezopotamya’dan geliyorum. Kürt ulusunun bir evladıyım. Şalvar ve piştla (kuşak-kemer) köklerime uzanıyorum. Aynı zamanda Almanya’da yaşıyorum. Gömlek ve ceket de Avrupa’yı temsil ediyor” dedim. Bu yaklaşımımı çok anlamlı buldu.
* Sergide uzun bir dönem sana ders veren Ressam Raşid Allagui de vardı. Hocandan kaç puan aldın? Sanırım en önemli ayrıntı o olmalı…
– Benim hocamdır. Gözleri biraz rahatsız olduğu için artık resim yapamıyor. Ama resim galerisi işletiyor ve öğrenci yetiştiriyor. “Sanat felsefesi, bir sanatçı nasıl olur, kendi işinde nasıl derinleşir” gibi konularda… İşin felsefesini bana öğretti. Önceki sergilerimde “Böyle de yap” derdi. “Spanischer Bau’da sergim olacak” dediğimde ayağa kalktı. Bir restorantta oturuyorduk. Elimi güçlü bir biçimde sıkarak “Sen artık bir öğrenci değil ustasın” dedi. 5 yılda buraya geldin. 10 yıldır bekleyen Alman ressamlar var. Sen başvurdun ve 3 hafta içinde kabul ettiler. Bu büyük bir devrimdir senin adına” dedi. Sergi günü de “Bundan sonra bir müzede resim sergisi açmayı sana ödev olarak veriyorum. Senin için hiç sergi istemedim. Ama şimdi müzeye başvuracağım” dedi.
HASAN HÜSEYİN DEVECİ KİMDİR?
1972’de Kulu’nun Kürt köyü Beşkardeş’te doğdu. Ailesine “Molê Hasî Mime” diyorlar. O nedenle tablolarında “Deveci” dışında “Malmîme” mahlasını da kullanıyor. 1994 yılından bu yana Almanya’da yaşıyor. Evli ve iki çocuk babası. İlk sergisini 2000 yılında açtı. En büyük hayali Amed’te sergi açmak… Orta Anadolu Kürdlerine yönelik çıkan Veger Dergisi’nin redaksiyonunda uzun bir dönem çalışarak kültür ve sanat yazılarıyla ilgilendi.
/ANF