Toplumda şiddetin yeri nedir?
Günümüzün en önemli sorunlarından biri de toplumda yaşanan şiddet olayları…Toplumdaki şiddet olayları yaşadıgımız zamanın en önemli toplumsal sorunu ve problemi.Toplumun içinde bulunduğu durum ve şartlar bunu tetikliyor desek yanlış olmaz herhalde.Toplumun alt kesimlerinden üst kesimine doğru her şartta
şiddetin izlerini görmekteyiz.Yani bu da farklı koşullarda bile şiddet yaşanıyor kanısını doğruluyor.Şiddetin farklı şekil ve durumlarda ortaya çıkışı ve bunun kişiye,topluma zarar verdiğini de biliyoruz.Şiddetin salt olarak bireysel veya toplumsal olarak gerçekleşmesi bır şeyi değiştirmiyor.Buradaki önemli nokta şiddetin yıkımı ve götürdükleri.
Şiddet toplumun her kesiminde ve her şekilde görülebilmekte.Bunun sınırını çizemezsiniz belli ölçülerde.Birçok durumda şiddete maruz kalan insanlar var.Bunlardan bazılarını sıralarsak ;aile içindeki şiddet,okuldaki şiddet,sokakta şiddet,işyerinde şiddet,sporda şiddet,gözaltında şiddet,cinsel şiddet ve daha birçoğu.Şiddetin toplumun geneline yansıdıgını görüyoruz.Şiddet heryerde var.Ailedeki coçuğun babasından dayak yemesi,sokaktaki vatandaşın polisten jop yemesi,işyerindeki kalfanın ustasından dayak yemesi,gözaltındaki suçlunun çesitli sekillerde işkenceye maruz kalması veya sahadaki hakemin futbolcudan tekme yemesi şiddetin açık bir şekilde içimizde var olduğunu gösteriyor.Toplumsal gerçeklerden yola çıkarak herkes bir şekilde şiddeti tadıyor desek yalan olmaz.
Şiddet konusu son dönemlerde medyada sıkca yer alan bır konu.Medyada yer alan şiddetin en önemli kahramanı da şiddete çokca maruz kalan KADINLARIMIZ…Kadının toplumda en yoğun şiddeti gördüğü ve yaşadığı da bir gerçek.Kadın evde,sokakta,işte vb.heryerde şiddete uğruyor…Toplumumuzun önemli ve kaygılandırıcı bır gerceğı de bu.Yazımın başında dediğim gibi toplumun her kesiminden insan bir şekilde şiddeti tadıyor.(Manken,işkadını,evhanımı,öğretmen,köylü,şehirli,cahil,okumuş… farketmiyor yani).Bu bağlamda kadına uygulanan şiddetle ilgili bir kaç noktaya temas etmek istiyorum.Ankara’da yapılan bir araştırma kadına uygulanan şiddetin boyutunu gözler önüne seriyor.
Kadınların:
-%90�ı kocalarının kendilerine psikolojik şiddet uygulayarak bağırdıklarını, hakaret ettiklerini, aşağıladıklarını, küfür ettiklerini;
-%40�ı kocalarının kendilerine fiziksel şiddet uygulayarak tokat, tekme, dayak, bıçak veya silahla saldırdıklarını;
-%15�i kocalarının kendilerini istemedikleri halde cinsel birleşmeye zorladıklarını belirttiler.
Bu araştırmada kadının Türkiye’deki yeri ve konumu da açıkça ortada sanırım.Ama esas olan burda birşey var bizler sadece bu araştırmadaki kadınlar üzerine konuşuyoruz.Ama kayıtlara geçmeyen birçok kadının dayak,tecavüz,intihara zorlanma gibi vakaları da var.Bunun önemli bir nedeni de kadının uğradığı şiddetin psikolojik yansıması.Kadın bir şekilde şiddete uğradığını söyleyemiyor.Şiddet uygulayan kişi psikolojik baskı yoluyla bunu ört bas ediyor!!!
Peki sadece kadınlar mı şiddete uğruyor?Tabiki hayır.Türkiye’de gündemde olan bir başka önemli şiddet mağduru da ÇOCUKLAR’dır.Son olarak Malatya çocuk yuvasında yaşanan olaylar bunu açıkça gösteriyor.Malatya’da yaşanan skandal aslında işin görünen kısmı.Çocuk,okulda öğretmeninden dayak yer,eve gelir babasından dayak yer,evdeki dadısından dayak yer…daha bir çoğu.(Ama bunu kimseyle paylaşmaz veya paylaşamaz.)Tabi burada görüyoruz ki çocuklar da her yerde şiddete maruz kalıyor.Bu konuda dikkatimi çeken bir kaç noktayı da sizlerle paylaşmak istiyorum.UNICEF’in raporuna göre gelişmekte olan ülkelerde 143 milyon çocuk anne ya da babasız büyüyor, dünya çapında on milyonlarca çocuk yaşamını sokakta sürdürüyor. UNICEF, �2006’da Dünya Çocuklarının Durumu: Dışlanmış ve Görünmez� başlıklı yıllık raporunda, dünyanın bu durumun farkında olmadığına dikkat çekti.UNICEF verilerine göre; dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon 800 bin çocuk seks endüstrisine dahil ediliyor, 5 milyon 700 bin çocuk köle olarak satılıyor, 1 milyon 200 bin çocuk da çeşitli nedenlerle kaçırılıyor.İşte bu detaylar çocuğa karşı uygulanan şiddetin ne boyutlara ulaştığını gösteriyor bizlere…
Son zamanlarda yine dikkat çeken önemli şiddet vakalarından biri de okullarımızda yaşanan gençler arasındaki şiddete başvurma eğilimleri.Okulların gençler tarafından ilim yuvası yerine kavga alanlarına dönüştürüldüğünü görüyoruz.Birbirlerini bir hiç uğruna öldürebilen gençlerin neden bu kadar hırçınlaştığını anlamış değilim.Birçoğunun ceplerinde ve ellerinde kalem defter yerine silah,bıçak vb. kesici ve öldürücü aletlerin olduğunu biliyor ve izliyoruz.Bir cana kıymak ve bir canın kaderini kendince belirlemek ne kadar kolay olmuş şu Türkiyemizde diye düşünmüyor da değilim.Kabadayılık ve kendini başkalarından üstün ve nitelikli görmek nasıl açıklanabilir acaba?Liselerdeki bu şiddet ve ölüm olayları bizleri derinden üzüyor elbette.Saçma sapan sebepler yüzünden birbirine zarar veren gençlerin bu çarpık çatışmaya neden girdikleri ise muammadır!!!
Bu olaylar yaşandıktan sonra dikkatimi çeken bir noktayı da sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.Geçen gün Star Tv’de yayınlanan “Objektif” programında okullardaki şiddet olaylarını tartışıyorlar.Konuk olarak psikologlar ve televizyoncuların yanı sıra sözü edilen liseli gençler de var.Liseli gençler bu olayların içinde oldukları için konunun iç yüzünü daha iyi biliyorlar.Okullardaki mafyalıktan,zorbalıktan tutun da gidip okul basmalara kadar birçok olayı anlatıyorlar.Tabi gerçekler çıplaktır ve acıdır!!!Ama bu olaylardaki önemli ve acayip durumda şu.Oraya gelen takım elbiseli yakışıklı liseli gençlerin çoğu nedense,spikerin siz kimi örnek alıyor ve daha çok kimin gibi olmak istiyorsunuz?sorusuna verdiği Polat Alemdar ve Memati cevabı baya ilginç ve düşündürücü olsa gerek.Biri kendini Polat,biri de Memati olarak tanıtma gereği duyuyor.Bu da bizim gençlerimiz de bir bilinç eksikliği ve yanlış örnek alma kavramını da gösteriyor.Zaten bu da şiddeti ne kadar sevdiğimizi ve hep kötü olanı örnek almaya çalıştığımızı açıkça ortaya koyuyor.
Peki neden şiddet???Şiddetin bir çok nedeni var.Bunları farklı durumlar için sıralamak mümkün.Eğitimsizlik,ekonomik nedenler,kişisel nedenler,kendine göre haklı(!) durumlar,psikolojik sorunlar vb. sırayabiliriz.Bu konuda yapılan başka bir araştırmanın sonuçları da beni baya düşündürdü(!)Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada 545 öğrenciye sorulmuş.Neden şiddete başvurursunuz?diye.Sonuçlar baya enteresan!!! Öğrencilerin yüzde 64.5’i gözlerini kırpmadan şiddete başvuracaklarını söylüyorlar.Gençler şiddetin gerekli olduğunu düşündükleri ortamları ise, yüzde 91.7 cana kasıt, yüzde 83.2 namus, yüzde 62.8 haksızlığa uğramak olarak sıraladı.İşte gördük ki üniversiteli gençlerimiz de bile şiddete eğilim sözkonusu…
Aslında neden şiddet dediğimizde bunun farklı bir yorumu da var.Biz toplumca şiddetten hoşlanıyoruz.Dikkat ederseniz kavgalı,gürültülü,dövüşlü görüntülerden nedense çok hoşlanırız.Yolda kavga eden iki kişi görsek bizi çok ilgilendirir bu mesele.Şiddet uygulamayı ve kendine şiddet uygulanmasından hoşlanıyoruz herhalde(!)Bir belgeselde bir aslanın ceylanı hırçınca parçalaması bize zevk verir ve bunu keyiflenerek seyrediriz veya aynı şekilde TV’deki bir canlı yayında iki tartışmacın birbirine girmesini çok doğal karşılarız.Toplumumuz bu yüzden şiddete biraz meyilli sanırım.Kimi insanlar görürsünüz her ortamda bir kargaşa ve husumet yaratmak ister,çevresine saldırgan tavırlar takınır.Tabi buda herhalde psikoljik bir vaka olmalı.Şiddettin dışa vurumu…(Zaten şiddet uygulayan kişide psikolojik bir sorun olduğu kesindir kanımca)
Gündemde olan ve izlenme rekorları kıran “Kurtlar Vadisi” filmi bu konuda dikkat çekici.Kurtlar Vadisi izlenme rekorları kırıyor.Türkiye’de kırılmayacak bir rekora koşuyor.Birçok kesim ilgi gösteriyor filme.İşin gerçeği ben bu ilgiyi anlamış değilim hala.Orada anlatılan bir “mafya” kavramı var.Mafya aslında bir bakıma övülüyor filmde.Mafya pofpoflanıyor amiyane tabirle.Filmin dizi kısmında filme baya tepkiler gelmişti.Gençlere kötü örnek naraları atılıyordu medya ve farklı taraflardan.Şimdi film sırasında eleştirileri çok az görüyoruz.Bunun bence en önemli nedeni filmin “Amerikan Karşıtı” yapılması ve bununda “Milliyetçilik” kurdelesiyle süslenmesidir..Yani film konu açısından biraz yumuşatılmış anlayacağınız.Ama buradaki esas konu konumuzla da bağlantılı olan şiddet unsurunun çokca filmde yer almasıdır.Filmin genelinde çokca bu görüntüler var ve abartılışı da cabası.Filme gösterilen bu yoğun ilgi herhalde bu yukarıda dediğim neden şiddet sorusuna yanıt veriyor…
Toplumsal yaşamda uyum ve karşılıklı iletişim çok önemlidir.Uyum aslında bir toplumun ortak yaşama arzusu için önemli bir ihtiyaçtır.İletişim ise uyumu tamamlayıcı bir unsurdur.Bir toplumda iletişimsizlik ve anlaşmazlık olduğunu düşünürsek o toplumda bireylerin yaşaması güçleşir ve zorlaşır.İşte şiddet bu noktada bu uyumu ve düzeni bozucu bir vaka…
Yazımın sonuna gelirken şunu belirtmek istiyorum:’HERKES BİR ŞEKİLDE ŞİDDETE MARUZ KALIYOR’.Evet şiddeti yok etmek ve toplumdan uzaklaştırmak bizim elimizde.Şiddetin topluma bir kazancı yok,tam tersine toplumu birbirinden soyutlama,toplumu yok etme ve birbirine düşman etme gibi tehlikeleri var.Sonuçta kavga,savaşla hiçbirşey çözülmez…Bir insana şiddet uygulayarak hiç bir yere varılamaz…
Yazarımız
![](https://www.kusca.com/wp-content/uploads/u_secilmis-17-128x128.jpg)
- Öğretmen
Son yazıları
Ümit Seçilmiş05/12/2008Kusca.com’u Anlamak
Ümit Seçilmiş29/09/2007Ramazan bize neyi ifade eder?
Ümit Seçilmiş20/08/2006Orta Anadolu Kürt Müziği
Ümit Seçilmiş25/04/2006Toplumda şiddetin yeri nedir?