Hata ve yalan kıskacında hakikati aramak
“Onlar duvar ördüler. Ben, sarmaşık misali; tutunduğum duvarlara tırmandım ”
Hataların telafisi vardı, affıda olurdu. Sonuçlarından ötürü zarar vermiş, zarar görmüş, kaybetmiş ya da kaybettirmiş olsada, bilmeyerek, istemeyerek yapılmış olmasından dolayı; saf ve masum bir tarafı vardı. Var olani güçlendirmek, büyütmek, pekiştirmek amacı güdüldüğünden sonuçlarından ders alınarak yol aldırabilirdi.
Yalanın, hele hele bir yalanda ısrar etmenin, bir yalanı ısrarla sürdürmenin, bu yalana inanıp bu yalana inandırmanın, ne bir telafisi ne de bir affı olurdu. Olanı olduğu gibi, ya da olması gerektiği gibi değil de, olanı tersyüz ettiği, başkalaştırdıği için de; hiç bir masumiyeti yoktu. Gerçeği yani hakikati hedef aldığından, vurduğundan, planlanmış tasarlanmış bir cinayetle eşdeğerdi.
Yaşamı güzelleştirmek, yaşamı adlandırmak, yaşamda mânâ aramak istiyorsanız, arayış ve buluş istemlerinizde, hakikati dert ediniyorsaniz; sarıldığınız, tutunduğunuz araçlarınızın da amacınız kadar saf ve temiz olması gerekir.
Yüreğiniz acısa da, zihniniz kemirilse de – kim haklı ya da haksız, kim suçlu ya da suçsuzun ötesinde- yaşama ve hakikate bilinçli bir şekilde sarılın. Amaç ve araç arasındaki ahengin uyumlu olmasına dikkat edin. Kör açılarınızı giderin. Köreltilen zihinleri canlandırın, yaşam kıvılcımlarını alevlendirin, kalp gözünüzü açın, algılarınıza, duygu ve düşüncelerinize görme ve duyma gücü kazandırın.
Yazarımız
- Kuşca'da doğdu. Danimarka'da yaşamakta.
Son yazıları
- Mehmet Gezen06/01/2025Ben
- Mehmet Gezen16/11/2024Mevzu yokluğun
- Kategori edilmemis08/09/2024Narîn
- Mehmet Gezen24/04/2024Amara