Haco KayaYAZARLARIMIZ

Şövenizmle yetişen nesiller

Tabii birkaç baldırıçıplakla ve bar diskotekle batılı olunmaz. Başta temeli sağlam bir demokrasi yerleştirmek lazım, ve bunu da batılı olmak için değil kendi halkı için yapması gerekir. Türkiye bunu kavrayamadı ve Avrupa Birliği kapısının eşiğinde hala da kavrayamamış. Bir de Batı’dan çalınmış fakat yanlış uygulanan özentiler vardır ki, bunlardan bazıları çok komik. Örneğin bir Noel Bayramı olayı vardır. Avrupa’da Noel Bayramı 24 Aralık’tır ve Noel Baba kılığındaki bu tarihte ortaya çıkar. Ama Türkiye’de yılbaşında oluyor bu olay. Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkün.

Ben bu yazımda bu konuya değil, Türkiye’deki nesillerin nasıl bir şövenizmle yetiştiğine değinmek istiyorum. Bu konuda da Türkiye ilginç bir ülkedir. Dünyada şövenizmin çok ince işlendiği ender ülkelerden biridir. Bu ince işlenmiş şövenizm ülkenin tüm kurumlarına ve en ücra köşesine kadar salgın bir hastalık gibi yayılmış. Hatta kendisini demokrat ve aydın gören kurum ve kişilerde de bunu farketmek mümkün. Bunun en açık örnekleri Türkiye’deki sosyal demokrasi ve kendilerine sosyalist diyen bazı gruplarıdır.

Tabii ki bunun sebepleri vardır: Türkiye’de şövenizm, cumhuriyetin kuruluşundan beri bilinçli ve sistematik bir şekilde uygulandı. Bu uygulamayı hepimiz her an ve her aldığımız nefeste hisettik. Bizzat cumhuriyetin kurucuları bunun temellerini attı. Bu kurucularda birinin bazı sloganlaşmış cümlelerine bakalım: ‘’Ne mutlu türküm diyene’’, ‘’Bir türk dünyaya bedeldir’’, ‘’Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur’’… Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Türkiyenin en büyük gazetelerinden birinde, hemen gazetenin adının altında şöyle bir cümle vardır: ‘’Türkiye türklerindir’’. Medeni ülkelerde bu tür şeyleri ırkçılar kullanıyor ve çoğunluk tarafından lanetleniyor. Fakat Türkiye’de bu yazılar resmi makamlara, okullara ve duvarlara yaldızlı harflerle yazılıyor.

Okul dönemimden hatırlarım, bu cümleler sık sık bize söylenirdi veya söyletilirdi. Nesiller böyle yetişti Türkiye’de. Sen bir çocuğa 7 yaşından beri bunu aşılarsan, o da gerçekten dünyaya bedel olduğunu sanır.

Okulda her sabah ‘’Türküm, doğruyum…’’ ve her Pazartesi sabahı ve Cuma okul bitişi istiklal marşı okutulurdu bize. Yani düşünün Kutuga İlkokulunda sabah öğretmen ilk derse giriyor ve sınıfın %100’ü kürt olan çocukları ayağa kalkıp hep bir ağızdan ‘’Türküm, doğruyum…’’ okuyor. Bu durum bir laz, bir ermeni, bir rum, bir süryani vs. ilkokulunda da böyle. Ben, kendisini türk sanan kürtler tanırım. Ne yapsın adam, o kadar söyletilmişki çocukluğundan beri…

Biz, bu ülkede buna rağmen demokrasiye, barışa ve halkların kardeşliğine inanan insanların olduğunu biliyoruz ve bu insanların bir gün bu ince işlenmiş şövenizmi silip süpüreceklerine ve tertemiz bir ülke inşa edeceğine inanıyoruz.

Yazarımız

Haco Kaya
Kutuga'da doğdu, Danimarka'da yaşamakta.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Göz Atın
Kapalı