Danimarka- Göçmen İşçi Örgütlenmesi üzerine
İkinci Dünya Savaşından sonra , Batı Avrupa sanayı ülkeleri işgücü açığını kapatmak için, az gelişmiş ülkelerden işçi alarak, sorunlarını çözmeye çalıştılar. Bu vesile ile daha önceleri devamlı bir iç göç yaşayan Türkiye, bir dış göçe de sahne olmaya başladı.
Milyonlarca insan çalışmak için başka ülkelere çıktı.
Türkiye başta Almanya olmak üzere, çeşitli Avrupa ülkeleriyle işgücü anlaşaması yaparak, ilk kez 1961 yılında 400 kişilik bir işçi kafilesini Almanya’ya gönderildi.
Bu anlaşmaların kapsamına giremeyenlerde, kendileri insiyatif alarak, başka ülkelerde çalışmak için şanslarını denediler…
Yaşadığımız bölgede Kulu’lular İsveç’e , Cihanbeyli’ler de Danimarka’ya gittiler.
İlk gidenler hemen iş bulup yerleşince, geridekilerin de iştahı kabardı…
1968 i geride bırakırken bölgemizin insanları, yeni yıla hiç alışık olmadığı hararetli/ heyecanlı tartışmalarla girdiler : Çoluk çocuk , genç ihtiyar, kadın erkek, yediden yetmişe kadar herkes bu tartışmaların içindeydi. Tartışmalar hem heyecan verici, hemde ürkütücü idi.
Mahalleler de, Kahveler de , bakkal dükkanlarında ve evlerde hep aynı konu konuşulup, tartışıldı. Kendi yaşamlarını tamanen değiştirecek, belkide ters yüz edecek bir konuyu gündemlerine aldıklarının farkında değillerdi.
Yep yeni bir serüvenin onları beklediğini ne kestirebildiler, nede öngörebildiler, çünkü onları bu kez farklı tür göç bekliyordu. Gerçi göç yeni bir olay değildi onlar için, zaten her zaman göçebe veya yarı göçebe bir hayat sürdürmüşlerdi.
Baskılar, sürgünler, kuraklık ve benzeri sorunlar onları hep bir yerden , başka yerlere sürüklemişti. Hiç bir neden olmazsa bile, hayvanlarının peşinden gitmişler, hayvanların yorulduğu yerlerde, onlarda yorulmuş, mola vermişler ve oraları mesken edinmişlerdi kendilerine. Zaten 200-300 yıl önce dedeleri de Kürdistan coğrafyasını terk edip Orta Anadolu’nun kıraç topraklarına yerleşmişlerdi. Yani onlar hep göçebeydi…
Fakat bu yeni göç , onların ” alın yazısını ” tamamen değiştirecek: doğup büyüdükleri topraklardan koparıp hiç tanımadıkları, dilini ve kültürünü bilmedikleri ve belkide adını bile duymadıkları başka ülkelere sürükleyecekti.
Hep kapalı bir yaşam tarzı içinde olan bu insanlar , askerlik ve benzeri gibi zaruri ihtiyaçlar dışında, belki şehir yüzü de hiç görmemişlerdi. Çiftçilik ve çobanlık dışında, başka uğraşılarıda olmamıştı. Şimdi ise, işgücü sıkıntısı çeken gelişmiş Avrupa’nın modern sanayi toplumları onlara kucak açmıştı.
Yeni bir ” umuda yolculuk ” başlamıştı onlar için.
Acı, keder ve hüzün dolu bir yolculuk. Kimine göre getirisi, götürüsünden fazla olan bir yolculuk, kimine göre de tam tersi. Yani sonu belli olmayan yeni bir serüven ve geri dönüşü olmayan bir sonun onları beklediğinin farkında değillerdi.
İşte bu minvalde yurt dışına çıkmak için hazırlıklar yapıldı : Pasaport ,bilet ve diğer masrafları temin etmek için, kimi elindeki bir kaç küçük baş hayvanını ucuza kaptırarak, kimleride tefecilere ufak arazi parçacıklarını ipotek ederek, gidiş için yol hazırlıklarını tamamlayıp umudun yolculuğuna çıktılar.
Yurt dışına çıkanların uzun vadeli bir plan programlar olmadı hiç bir zaman, amaç kısa bir süre çalışıp, bir az para biriktirdikten sonra ülkeye geri dönmekti. Ne işgücünü satan ülkelerin, ne de işgücü alan ülkelerin de uzun vadeli bir politikaları vardı. Türkiye’de onlara ” dövüz yumurtlayan tavuk” gözü ile bakarken, ev sahibi ülkelerde yeni işgünü “misafir işçi ” olarak kabul edip, işleri biterse kendi ülkelerine geri dönerler diye düşündüler.
Fakat olay hiçte öyle gelişmedi, deyimi yerindeyse ” kazın ayağı ” öyle değildi. gidenler önce yakınlarını ” istek ” yaptılar , bir müddet sonrada aile birleşiminden yararlanarak, eş ve çocuklarını yanlarına alarak yeni ülkelerine yerleştile. Gidenler bir dizi sorunla karşı karşıya olmalarına rağmen, bir daha geri dönmediler….
Devam edecek
Yazarımız
-
Kuşca'da doğdu. 1969 yılının ilk aylarında Danimarkaya göç etti. Yıllarca öğretmen ve okul müdürü olarak çalıştı.
Türkiyeli Göçmen dernekleri (FAT) ve Danimarka Göçmen Dernekleri konfederasyonu (IND-SAM) başkanlığı yaptı.
Emekli ve halen Brøndby Belediyesinde meclisi üyesi.
Yazarın kitapları:
• Gawesti, 2008
• Mor kayalar, 2015
• Mamo ile Adul, 2022
Son yazıları
- Mahmut Erdem23/11/2024UMUDA GÖÇ – 15
- Mahmut Erdem16/11/2024UMUDA GÖÇ – 14
- Mahmut Erdem27/01/2024UMUDA GÖÇ – 13
- Mahmut Erdem21/01/2024UMUDA GÖÇ – 12