H. Hasan TuzcuYAZARLARIMIZ

NEWROZ

Newroz efsanesinin ve bayramının, doğru anlaşılması, Tarihi gerçeklerle bağlantılarını doğru kurmamıza bağlıdır. Araştırmaların çok yönlü yapılması, newrozun tüm bağlantılarının ortaya çıkarılması bugün de önemini koruyor. Newroz, efsaneye ve avestaya göre, yaşamın başladığı günün adıdır, newroz ölümün gerçekleştiği gündür, çünkü kişinin sevdiği ile yani tanrı ile buluşma günüdür. Avestaya göre hayat newrozla başladığına göre newrozla da bitecektir. Yılın ilk bölümünün ilk gününde gökyüzü ve hayat oluşsun diye ateş yaratılmıştır. Bu inanışa göre ateş kutsaldır. Ateş newroz efsanesinin de en önemli figürlerindendir. Newrozun kimliğine ışık tutacak araştırmaların, paradigmaları değiştireceğine, ezberleri bozacağına inanıyorum.
NEWROZ, Kürt halkı için nasıl bir anlam ifade eder. Bu soruya verilecek cevap kısa ve nettir. Newroz, birlik, mücadele ve özgürlüktür. Halk olarak yeniden doğuşumuzu simgeleyen, ve Demirci Kawa’dan bu yana varlığımıza eşlik ederek kutlana gelen newrozun , anlamı bu kadar açıktır. Bugün tarihi gelişmelerin de yaşandığı bir dönemde daha büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmasının da sebebi budur. Yazar ve araştırmacı Mehmet bayrak’ın dediği gibi, “bir halkın toplumsal vicdanı neyi öngörüyorsa, geleneksel töre ve törenleri de ona özgü bir biçim ve içerik kazanıyor. Özgürlük özlemi duyan, bütüm toplumlar gibi kürt haklıda; kurtuluş özlemini dile getirmek, giderek haykırmak için ve despotizmi simgeleyen zalim dehak’ı, halk devrimcisi demirci kawa’ya öldürterek, onların kişiliğinde mazlumun zalimden kurtuluşunu yansıtan bir bayram ve buna bağlı bir destan yaratmıştır. Bu bayramın adı, yeniden doğuş ve özgürlük anlamına gelen nevrozdur

Kürdistanın özgürleşmesi, yönündeki tüm olumlu gelişmeler, kürt halkına her zaman moral, cesaret ve güç kaynağı olmaya bugün de devam ediyor. Asırlardır kutlana gelen newrozun bu önemine uluslar arası kurumlar da kayıtsız kalmamıştır. Dünyada bir çok üniversitenin araştırmacıları, tarihçileri gibi.
“ 28 Eylül – 2 Ekim 2009 tarihleri arasında Abu Dhabi’de hükümetler arası toplanan Birleşmiş Milletler Manevi Kültür Mirası Koruma Kurulu, newrozu Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi‘ne dahil etmiştir”. 2010’dan başlayarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 21 Mart’ı “Dünya Newroz Bayramı” günü olarak kabul etmektedir.
Newrozun tarihsel kökenine inildiğinde, birleşmiş milletlerin tesbitinden yani üç bin yıldan daha gerilere gittiği, oldukça eski bir tarihe sahip olduğu da tarihçiler tarafından kabul edilmektedir. İranlı ünlü saray tarihçisi ve şair firdevsi şahname adlı eserinde, taraflı olmakla birlikte, özetle efsaneyi şöyle nakleder. “Kral Dehak arap idi, saltanatı bin yıl sürdü, şehri Dicle kenarında idi, şeytan her iki omuzlarından öpünce birer yılan omuzlarında oluştu. Kendisine acı veren bu iki mahlukun sakinleşebilmesi için, günde iki gencin beyninin yedirilmesi gerektiği yine doktor kılığına giren şeytan tarafından tavsiye edildi. Her gün iki gencin öldürülüp beyinlerini Dehak’ın yılanlarına yediren kasabı, nihayet bunlara acıdı, günde çocuklardan birini boğazlayarak beynini hayvan beyni ile karıştırarak Dehak’ın yılanlarına yedirirken, diğerini dağlarda saklamak üzere salıverdi. Dağlara kaçan insanlar öyle çoğaldılar ki, sonunda kürt halkı oluştu. Birgün Kawa adlı bir demirci, kalan tek oğlunun öldürüleceğini duyunca, demirci önlüğünü bayrak yaparak Dehak’a isyan etti. Önderliğinde isyan genişledi. Dağlarda ateş yakarak halkın Kral Ferhad’ın önderliğinde toplanmasını sağladı. Sonra kale kapısını açarak Kral Ferhad’ın kaleye girmesini sağladı. Kaleye giren Ferhad, Dehak’ öldürdü. Böylece tüm insanlar kurtulmuş oldu. Bu sonuç dağlarda ateş yakılarak ilan edildi.”
Newroz mitolojisinin bir kısmı Pers versiyonları taşımakla birlikte, ağırlıklı figürler, Medce ve Kürtçedir. Doğal ve sosyal olaylar da bu mitolojik gerçeği teyid etmektedir. Bir Newrozu yüz yıllardır kutlayan Kürtler açısından, newrozun tarihi, mitolojisi, yaşandığı coğrafya, astronomik, iklimsel hareketler karşısındaki pozisyonu elbette önemlidir. Bilindiği gibi newroz baharın ilk günüdür, bugün her iki yarım kürede gece ve gündüz birbirine eşittir. Kürtler için de Yeni gündür.
En önemlisi de newroz’un, günümüzde, 21 mart larda çoşkuyla kutlamalara dönüşen, birlik ve mücadele sembolü olmuş yanıdır. Demirci Kawa’dan bu yana özgürlüğün, kurtuluşun halkların bayramı olma özelliğini koruyarak, eşine dünyada az benzeri bulunan bir nitelikte bugüne gelmesi ve yaşaması bir istisnadır. Newroz, doğanın canlanması baharın gelmesi demektir. Ünlü kürt düşünür ve yazar Ahmedê Xanî de, newrozun gelişini, eşsiz bir destana benzetir. Anlatılmasını kürdistani geleneklere uygun şenlik ve sevinç olarak adlandırır, kavuşma bayramı özelliğini onaylar.
Bu gün bölgemizde Kürdistanı egemenliği altında bulunduran sömürgeci rejimler, en sartıntılı dönemlerini yaşıyorlar. emperyalistlerin de bölgeye müdahalesi devam ediyor. Kürtler de her koşulda, kararlı bir şekilde örgütlenme ve özgürlük mücadelesini yükseltme çabasındadır. Newrozu bu newroz bilinci ve duygusuyla yaşamak, kutlamak Kürtlerin en doğal hakkıdır. Newrozu sahiplenmek, özgürlüğü, umutları, geleceği sahiplenmektir. Kürtler arası düşmanlığa ve çatışmalara hayır demektir. Newroz biz Kürtlere aynı zamanda zülmü, haksızlığı, adaletsizliği, diktatörlüğü, yoksulluğu, ve ezilmişliği hatırlatır. Newroz bilinci, ortak acı, sevinç, gözyaşı, gurur ve onur demektir.
Sömürgeciliğin, gericiliğin tüm provakasyonlarının yaşanma ihtimaline, patlama olacak, propagandasına, yasaklamalara rağmen, Kürtler, bulunduğu her yerde, dağda, ovada, şehirde, salonlarda, meydanlarda büyük bir coşku ve heyecanla newrozu kutladılar, kutlamaya devam edecekler. Kürtlerin birliğini ve özgürlüğünü simgeleyen newroz bayramının kutlamalarına katılmak da bu açıdan önemli bir sorumluluk. Umuyorum ki, bu çabalar birleşip, daha büyük mücadeleye dönüştükçe, 2016 newrozu, daha sonrakiler önemli gelişmelerin yaşandığı dönemeçler olacaktır.

Newroz gerçekten olağan üstü bir öneme sahiptir, sadece Kürtler açısından değil, bölgede yaşayan tüm halkların orta doğu ve Avrasya halklarının da geleneksel yılbaşı, bayramıdır. Geniş bir coğrafyayı etkilemesi, özgürlüğün, direnişin, zaferin, ulusal demokratik taleplerinin simgesi haline gelmesinden kaynaklıdır. Bölünme fobisi olan Türkiye’de, uzun yıllar, çeşitli baskı ve yasaklarla engellenmeye çalışıldı. Çalışılıyor. Newroz tam aksine, bölünme değil, birlik ve dayanışma günüdür. Onun içindir ki, binlerce yıldır coşkuyla, sevinçle kutlanıyor.

Şüphesiz, bu yıl ki newrozu da hüzünle, yeni umutlarla kutluyoruz, yine kürdistanda katliamlara tanıklık ettik, şehirler, ilçeler aylarca abluka altında kaldı. Sokağa çıkma yasakları sürekli hale getirildi. vartoda, silvanda, idilde, nusaybinde, cizrede, silopide, surda, insanlık dışı olaylar yaşandı, Binlerce kürt, evlerinden, yurtlarından edilip göçe zorlandı. şehirler, ilçeler harabeye çevrildi. Çevrilmeye devam ediliyor. Büyük şehirlerde ardı ardına katliam gibi patlamalarla sarsıldık. Yüzlerce masum insanımız hayatını kaybetti. Tüm bu katliam ve engellemelere rağmen, sömürgecilerin, gericilerin yüreğine korku ve endişe düşürmeye devam edeceğiz. Umuyorum ki, gelecek newrozlar, kürdistanı ve kürt halkını, özgürlük, barış ve huzura daha çok yaklaştırır. Her ne pahasın olursa olsun, dağlarda ve meydanlarda ateş yakmaya, cadde ve sokaklarda halaylar çekmeye, türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz.

Yazarımız

H. Hasan Tuzcu
Mühendis.
Harita mühendisliğini Selçuk üniversitesinde okudu. Aslen Xalikanlı, Ankara yaşamakta.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.