Barışa olan özlem
Denilirki insanligin tarih defterinde, hep savaslarin, katliamlarin, yok edilislerin oldugu söylenir. Biz insanlarin kendi aralarinda belkide hicbir zaman biriminde, Barisi gerceklestirmedikleride söylenir. Güc sahibi olma, iktidar tutkusu, izin vermemistir savassiz bir dünyanin olusmasina.
Denilebilinirki, suanda dünyamizi idare eden, o süper ülkelerdeki devlet baskanlarinin hic birisinin savassiz bir dünya gibi bir kaygilari yoktur. Temel kaygilari, daha ne kadar sömürebiliriz, daha ne kadar savastirabiliriz, daha ne kadar zenginlesebilirizdir. Yasamin ve insanligin nimetlerini yalniz kendisine ve kendi sinif tabakasina hak görmüstürler.Peki tarihin defteri böyle yaziyor diye, herseye ragmen üzerinde yasadigimiz dünyada Barisin mumkün olabilecegini düsünmek hayalimidir. Hayir bence degildir.”Bir aile düsünün, öyleki eslerden biri digerine hicde iyi davranmiyor, fiziki ve piskolojik bütün beskilari uyguluyor, onu tamamen bir baski altinda tutup, kölece bir yasama mahkum ediyor. Ve bir aile düsünün, eslerden biri digerine hicde öyle fiziki bir baski veya dövme gibi uygulamalara gitmiyor. Hatta evinde esine ve cocuklarina iyide davraniyor. Kendi evinde mutlu bir aile iliskiside gösteriyor. Ancak disarda, kendisine hak gördügü özgürlügü ve serbestligi esiyle paylasmiyor. Simdi demekki Baris bu her iki ailedede uygulanmiyor, yasanmiyor”.Evet bu basit örnegi, bundan yirmi yil önce Dünya Baris yili vesilesi ile Danimarkaya gelen, degerli bilim adami Haluk Gerger den duymustum ve cok etkilenmistim. Yani o yillarda, Barisin yalniz savaslar sonucu ortaya cikan bir olgu oldugunu düsünüyordum, meger öyle degilmis. Barisin cok genis bir kapsami olusturdugunu anlamaya calistim. Bu anlama ile birlikte, Insan sevgisini, doga sevgisini, hayvan sevgisini kisaca dogada ne varsa onlar ile barisik bir yasam sürdürülmesi geregine ulastim.”Ben Bariscil bir insanim, savassiz kavgasiz bir dünya benimde istegimdir” demek yetmiyor. Baris, kendimizle barismaktan geciyor. Iyi veya kötü, dogru veya yanlis yönlerimizle barismaktan geciyor.Haklinin yaninda olup haksizliga karsi gelmekle olur. Dogruyu her yerde ve her mekanda israrla savunmaktan, yanlisin karsisinda israrli durusu sergilemekten geciyor. Kendine yapilacak olan bir haksizligi, baskalari icinde istememekten geciyor. Dünyanin herhangi bir yerinde, baskalarina yapilan baskilara ve zulumlüklere karsi cikmakla olur.Bunlari yalniz istemekle degil gercek bir mücadele icerisinde olmakla oluyor. Bunu bir zorunluluk duygusu ile gelistirmek lazimdir.Barisin gercek anlamda yerküremizde olusmasi demek, belkide o düsündügümüz Cennet durumunun gerceklesmesi demekde olabilir. Bu anlamda gercek bir barisa ulasmak ütopik düsüncede olabilir. Diger anlamda insanlarin daha iyi yarinlara ulasmalari icin, gercekci ütopik düsünceler dogal ihtiyaclarda olabilir. Yasanilan bütün olumsuzluklar ve savaslar insanlar tarafindan yapiliyorsa, bunun olumluya ve barisa cevrilmeside insanlar tarafindan gerceklesmeside tabiidir.Yasadigimiz zaman birimi, hem kendimiz ile hemde mazlum halkimiz ile gercek bir, Barisi dayatiyor. Onurlu bir gelecegi hem kendimiz icin hemde halkimiz icin hazirlamak tarihe sunmak gerekir diye düsünüyorum.Baris olan özlemim ile selam ve saygilarimi sunuyorum.
Yazarımız
-
Müzisiyen
Kuşca'da doğdu. Danimarka'da yaşamakta.
Son yazıları
- Necati Gezen26/11/2017Varolma Tutkum
- Necati Gezen29/12/2016YENİ BİR YILA GİRERKEN
- Necati Gezen21/12/2016OLANLARI ANLAYAN VAR MI?
- Necati Gezen15/11/2016ASIL OLAN RETÖ’DÜR