Kırıldı bıraktığın tüm aynalar, kırılmış tüm zamanlar gibi…
“Aşk; belkide Musa’nın yüreğinde yanan çalı ateşiydi; kutsal toprakları vadeden ”
Senelerce, senelerce evveldi.
Sana aynalar bırakıyordum.
Hiç kimselere diyemediklerimi; gecenin karanlık boşluğuna bağırıyordum.
Bir çobanın kavalının ezgisinde
Yaralı bir dengbejin inleyen sesinde
Bazen bir çocuğun çağlamalarında
Bazen bir yetişginliğin günahlarında
Bir şiirin
Bir türkünün
Bir ağıdın
Bir sesin sessizliğinde
Bir düşün yaralı yüzünde
Sana aynalar bırakıyordum.
Bir sureyi okur gibi
Bir sevdayı dokur gibi
Bir yaraya dokunur gibi.
Senelerce, senelerce evveldi.
Sana aynalar bırakıyordum.
Düşlerim ateşten kalan küllerdir şimdi.
Kırılırdı tüm kapı kolları ve kilitlenirdi tüm kapılar
Yollar uçurumlara açılıyordu.
Yol neydi?
Yollar, yürünmek için değil miydi?
” Kırıldı bıraktığın tüm aynalar
Kırılmış tüm zamanlar gibi”
Bunu söyleyen bir kadındı.
Ve bunu söylediğinde, vakit daha şafakdı.
Senelerce, senelerce evveldi.
Sana aynalar bırakıyordum.
Hiç kimselere diyemediklerimi; gecenin karanlık boşluğuna bağırıyordum.
Haberin yoktu senin
Haberin yoktu can
Düşlerim ateşten kalan küllerdir
Rüzgara savurduklarını
Rüzgarın kanatlarında toplamaya çalışıyorum şimdi
Yazarımız
- Kuşca'da doğdu. Danimarka'da yaşamakta.
Son yazıları
- Mehmet Gezen16/11/2024Mevzu yokluğun
- Kategori edilmemis08/09/2024Narîn
- Mehmet Gezen24/04/2024Amara
- Mehmet Gezen17/03/2024Halepçe