Öfke .. Kaos ve Bedeli..
Ülke ve millet olarak acılıyız.. her gün yastayız.
İnsan olarak iyice bunaldık.
Öfkeli, sert ve sinirliyiz..
Kendimizi yıprattığımız yetmiyormuş gibi, toplumumuzda da ahenk ve huzur bırakmıyoruz..
Neredeyse, acılarını bile birlikte paylaşamayan, bir millet olduk.
Suçlu kendimiz gibi, başladık biri-birimizle didişmeye.
Sövüp, saymaya..
Vurup, gırmaya..
Yakıp, yıkmaya..
Pusu kurup, öldürmeye..
Ölüsüne işkence etmeye..
Şehit cenazelerinde bile bir araya gelmemeye..
Kin.. nefret.. intikam yeminleri etmeye..
Biz nasıl bir millet olduk Allah aşkına ?
Keskin bir sirke misali, ailemiz.. milletimiz.. ülkemiz ve çevremiz olan küpümüze, zarar verir bir hale geldik.
Ülkemizde her gün yeni şehitler görmek.. yeni mağdurlarla tanışmak ve yeni suçlular bulup cezalandırmak, günlük yaşamımızın bir parçası oldu.
Terörün, şiddetin, saldırıların ve savaşın bedelini ülke ve millet olarak kendimiz ödüyoruz.
Bunun ruhsal, bedensel ve psikolojik olarak travmalarını da kendimiz yaşıyoruz.
İnsanlarımızın her gün, bunalımını ve stresini atacağı, öfkesini dağıtacağı birilerini arar oldu. Bu, ne kadar üzücü..!
Yönetmeleri için seçtiğimiz siyasetçilerin bizleri ve ülkemizi bu duruma getirmelerinin mutlaka bir açıklaması ve bilimsel bir izahı var olmalı.
Fakat bunlardan mahrum olan halkımız sırf bu bilgi eksikliğinden dolayı ne yaptığını ve ne yapacağını bilemez oldu.
Siyasetçileri dinledikçe politize olan halkımız, yaşanan terör eylemlerinin ve gelen şehit cenazelerinin de etkisiyle, iyice zapt edilemez oldu.
Vatandaş, şu anda kendisini ve ülkesini; hiç de hazırlıklı olmadığı bir kaosun ve kirlenmiş bir siyasetin içerisinde bulmasıyla daha da hararetlendi ve haklı olarak, siyasetçilerimizi de sorgulamaya başladı.
SİYASETİ bu duruma getiren, kirleten NEDİR ..?
Hukuk mu..? yoksa, uygulaması mı .? ..diye düşünmek, şüphesiz ki bize bir yol gösterecek.
Siyaset yapmak ve bir siyasetçi olmak ; elbette bir ilim, irfan, vizyon sahibi olma meselesidir.
Her insan, politikadan hoşlanmaz. Yapamaz da.
Her okumuştan, ilim irfan sahibi olmuştan da, siyasetçi olmaz.
Siyaset, yasalar çerçevesinde kurulan partilerin, toplumdaki çatışma halinde olan çıkarlarının uzlaştırılması yönünde yürütülen faaliyetlerdir.
Siyaset ilmi, yöneten ile yönetilen arasındaki ilişkileri düzenler.
Siyasetçi, yönetmek için güç sahibi olmak ister. Yetki sahibi olmak ister.
Demokrasilerde de bu gücü, yönetenlere verecek olan, halktır.
Kontrolsüz güç, denetlenmeyen veya denetlenemeyen yetki güçleri de, her zaman zararlıdır.
Bu yetki verilen güçler, her demokratik ülkede yasalarla kontrol edilir.
İşte bu yüzden, yönetecek yasal gücün kimde ya da kimlerde olacağını ve siyasi faaliyetlerin de ne olacağı, parti tüzüklerinde ve ülke yasalarında belirtilmiştir.
Siyasetin uygulanışında ; kamuya olacak zararlı faaliyetlerine ve yasal olmayan icraatlarına dur demek ve müdahale etmek, Adliyelerdeki görevli savcı ve hakimlerin işidir..
Siyasetin dışında olan ve olması gereken YARGI ERKİ ve bağımsız mahkemelerde çalışan hakim ve savcılar, demokrasinin olmazsa, olmazlarıdır.
Yasama, yargı ve yürütme erkleri dediğimiz, demokratik sistemin vazgeçilmez 3 ERKİ ; hepimizin bildiği gibi, her biri aynı oranda eşit güce, sahiptir.
Ne biri diğerinden yüksekte veya daha fazla yetki ile donanımlı ve ne de öteki.
Her biri aynı , eşit güce sahip ve birbirleri üzerlerine asla, tahakküm kuramazlar.
Bu 3 erk arasında olması gereken ilişkiler, yetkiler ve iş-birliği Anayasa’da açıkça belirtilmektedir.
Kuvvetler ayrılığı denilen bu 3 erk ; devamlı hatırlanmalı ve (tabirimi hoş görünüz) abdest suyu gibi kullanılıp, tüketilmemelidir..!
Yok öyle ;
– 3 ağza..
– 3 buruna..
– 3 başa..
-3 ayağa..
göre ıslatmak, sıvazlamak, yağlamak ve yargılamak.! .. ve de uygulamak..!
Hukukta ; her saça göre tarak vurmak.. adamına göre davranmak.. ayrıcalıklı muamele yaparak kurumları çalıştırmak ve yasaları keyfince uygulamak ..diye bir şey yok..!
Bu bağlamda söylenecek söz şu olmalı ve çatışma ortamlarından kurtulmalıdır:
-Herkes yasalarda belirtilen görevini yapmalıdır.
-Yasaların vermediği bir gücü, kimse kullanmaya kalkmamalıdır..!
TERÖRE bilinçsizce yapılan HİZMETLER ve HİZMETÇİLER
Günlük yaşantı ve gösterdiğimiz tepkilerimizle adeta, teröre ve teröriste hizmet eder, alkışlar hale geldik.
Bilinçsiz miyiz.. cahil miyiz.. vurdum-duymaz mıyız.. neyiz acaba..?
Terörün hedefi, insan öldürmek mi ?
Elbette ki hayır..!
Teröristlerin amacı insan öldürmek olsaydı, her gün milyonlarca insan öldürürlerdi.
Buna imkanları da var. Bunun, onlar için kolay yolu da var..
Teröristlerin ve terörün demek ki esas amacı, insan öldürmek değil ..!
Esas amacı ; toplumda kaos yaratmak ve milleti biri-birine düşürmektir.!!
Bunu yapabildiği zaman, terör ve terörist zafer kazanmıştır..!
Sen.. ben.. o ve bizler, bir vatandaş olarak teröre ve teröristlere zafer kazandırmak istemiyorsak ;
-insanlara ve çevreye saygı ve sevgi göstereceğiz ve bekleyeceğiz.
– birbirimizle uğraşmayı mutlaka bırakacağız.
-basın ve yayın organlarına saldırmayacağız.
-muhalefetimizi yok etmeye çalışmayacağız.
-farklı olanlara hakaret edip, yermeyeceğiz.
-parti binalarına saldırmayacağız..
-kaos ortamları yaratmayacağız.
-terörü ve şiddeti kınayacağız
-insanlığı unutmayacağız.
-tahriklere kapılmayacağız.
-şiddet kullanmayacağız.
-hakaret yapmayacağız
-birbirimizi seveceğiz.
Ülkemizdeki tüm politikacılara, siyasetçi sorumluluğu bulunan her siyasi lidere ve kadrolara söylenmesi gereken şeyler var. Bunları söylemeliyiz.
Muhaliflerinize.. muhalefet parti binalarına ve muhalif kişilere saldırtmak veya hedef göstermek, sadece teröre hizmet eder.. diyeceğiz.
Terörün zafer kazanmasını isteniyorsanız, şimdi buradan, yüksek sesle şöyle diyoruz :
LÜTFEN
-Ülkemizin kaos ortamından çıkması için, elinizden gelen her türlü fedakarlığı yapın.
-Savaşı durdurun ve her türlü şiddete karşı çıkın.
-Parti ve yönetimlerinizi toplayın.. birbirinizle olan sataşmalarını kesin..
-Birbirinizle barışın.
-Özveride bulunun.
-Ne, Hz. Ömer’den .. ne Fatih Sultan Mehmet’ten bahsedip misal verin.
-Bunun yerine , birbirinize değer verin. Birbirinizi sevin.
-Çatışma ortamını .. dilini kesin.
-Ortak noktalar bulup, uzlaşın.
-Birbirinizle güzel lisan konuşun.
-Vatandaşa örnek olun.
-Vatandaşlarımıza terörün ve amacının ne olduğunu iyice kavratın.
-Vatandaşımıza umut verin ve davranışlarını düzeltmeleri için örnek olun.
-Terörü ve teröristi yerin.. şiddete prim vermeyin.
Değerli okuyucularım,
Tekrar herkesten, şiddet eylemlerinden uzak kalmalarını rica ediyorum.
Başbakanımızın da vatandaşımızı tehdit etmekten , meydan okumaktan vazgeçip vatandaştan ricalarda bulunmasını bekliyorum..
Bunları hepimiz yapabiliriz yapmalıyız.
Toplumsal barışı ve huzuru sağlayabilir ve bunu başarabiliriz.
Yeter ki ;
Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi, başkalarına yapmayalım..!!
Gün, kaosu sonlandırmak ve demokrasiyi yeniden inşa etmek ve yaşatmak günüdür.
Kalın sağlıcakla.
Sevgi ve saygılarımla..
Yazarımız
- Aslen Konya'nın Seydişehir ilçesinden. İvriz ilk öğretmen Okulu mezunu olduktan sonra Kuşca’nın Büyük Yayla ilkokulundan öğretmen olarak çalıştı. 1970’li yılların başında Danimarka’ya geldi. Danimarka’da Türkçe eğitim vererek öğretmenlik mesleğine devam ederken, sosyal danışmanlık eğitimini bitirdikten sonra, 5 yılda hukuk okumuştur.