Yitirilmiş seslerin özgürlük kokuları
Yitirilmis zamanları, kaybolmuş sözleri, unutulmuş mekanları ve metruk yapıları seviyorum. Bazen zamanlara ve mekânlara doğru yolculuk yapıyorum. Kayıp sözleri dinliyor, viran mekanlarda ağırlanıyorum. Yitirilmiş seslere ağlıyorum.
Bu mekan ve zamanlara yaptığım yolculuklarda, ses ve sözcüklerdeki her bir duyuş ve dokunuşta, üzerime sinmiş yalnızlığın o kalın o kederden örtüsünü kaldırıyordum. Üzerime birer birer kapanmış kapıların anahtarını bulduğumu düşünüyor, ağır kapıları, ağır ağır aralıyordum.
Içimdeki kilitleri eğiyor büküyor, bazen aceleci, bazende bir dervişin sabrıyla icimdeki kilitleri ve yüreğimi sarmış düğümleri çözüyordum.
Kimi zaman soğuk ve karanlık bir çukurda kayboluyor, kör ve dibsiz bir kuyudaki kaya parçasının yalnızlığına dokunuyor çaresizliğini, yalnızlığını ve kimsesizliğini iliklerime kadar duyumsuyorum. Kimi zamanda, gökkuşağının türlü türlü renklerine bulanıyor, bulutlarla yarenlik yapıyorum. Kendimi buluyorum.
Bu zamanının mekanlarını sevmiyorum. Soğuk ve eğreti duruyorlar. Gösterişli oldukları kadar asaletten de, sevda ve kavgalardan da uzaklar.
Korkuyorum.
Çürümüş su hissi veriyorlar. Köksüzlük ve tarihsizliklerini görüyorum.
Bugünün sesleri ve mekânları, bana birşeyler anlatmıyorlar. Sevmiyor, sevemiyorum. Soğuk ve ikiyüzlü duruyorlar. Içten pazarlıklı olduklarını düşünüyorum. Yaşamın, sevdanın ve kavganın önüne çirkin şeyler koyuluyorlar, özgürlüğe duvarlar örüyorlar. Varolmayan birşeyleri var gibi gösteriyorlar. Var olanıda yok sayıyorlar. Sesi ve sözü bir sığınma bir kaçış yeri bellemiş yaranma ve yaltaklanma bilinciyle hareket alanlarını genişletmeye çalışıyorlar. Kendi kişiliklerini saklamak, kendilerini başka şekilde göstermek istiyorlar.
Eskinin o duru, saf ve akışkan seslerini özlüyorum. O ad koymaları, anlam vermeleri ve mânâ buluşmalarını arıyorum.
Bütün masalların yalan olduğuna inanıyorum. Tüm masalların çocukları susturmak için anlatıldığını da biliyorum.
Ama masal anlaticilarini seviyorum. Samimi ve içten olduklarını düşünüyorum. Yaşamı güzelleştirme kaygısı taşıdıklarını görüyor, biliyorum.
Yazarımız
- Kuşca'da doğdu. Danimarka'da yaşamakta.
Son yazıları
- Mehmet Gezen16/11/2024Mevzu yokluğun
- Kategori edilmemis08/09/2024Narîn
- Mehmet Gezen24/04/2024Amara
- Mehmet Gezen17/03/2024Halepçe