Celal DeveciEDİTÖR'DENYAZARLARIMIZ

Nerden… Nereye!

İnsan bazen nostaljik bir duygusal hale girer, yani eskiyi özleme veya eskiyi romantikleşme. İnsanların bu duygusal hali coğu zaman eleştiri kaynağı olmuştur. Hani derler ya ” Ne oldu gene efkarlandın”.

Aslında bu ruhsal hal ileriye doğru atılacak adımların daha iyi olabilmesi için, bir insanın gereksinim duyduğu “düşüme zamanını” oluşturur. Yani bir refleksif düşünme anı.!

Bunları neden yazma ihtiyacını duydun diye sorabilirsiniz! Hemen kısa bir şekilde anlatmaya calışayım!

İçinde bulunduğumuz ve özellikle Danimarka?ya yerleşmiş kuşcalılar arasında oldukça yaygın olan, ve son zamanlarda Kusca.com’da da öne sürülen bir önyargı: ‘Eski günleri daha çok ararız… ‘ gibi görüşler aslında hiçte yeni değildir. İnsanlık tarihinde insanlar, yeni duruma uyum sağlaya çalışırken, eskiyi hep özlemişlerdir. Bunun temel nedeni eskinin daha kolay anlaşılması ve insanların bilinen ilişkiler içinde kendilerini daha iyi tanımlamalarından dolayıdır.

Şimdi bu durumu kuşcalılara indirgemeye çalışalım! Kuşca?daki eski hayat, enazından benim hatırladığım kadarıyla, oldukça basit, insanlar arasındaki sosyal ilişkiler belirli kalıplar içine sığdırılmış ve bu ilişkilerin bir coğu eski gelenek ve “her zaman yaptığımız gibi” gibi temelere dayanan bir yaşantı şekli. Unutmamak gerekir ki böyle bir yaşantı şeklinde coğu kez doğa belirleyici bir rol oynamıştır. Mesala soğuk ve uzun geçen bir kış, veya kurak geçen bir ilkbahar, insanların hayatını belirli bir şekilde değişmiştir.

Ama günümüze baktığımıda durum oldukça farklıdır. Bu güne kadar bir coğumuzun “kaderimizdir” diye baktığı bir çok şey, anlamını yetirmiştir. Bu gelişim ve değişimin bana göre iki temel nedeni vardır.

Birincisi Kuşca’da 1970’li yıllarının ortasından başlayan ve bu güne kadar devam eden eğitim atağı, tabiki yurtdışına çıkıldıktan sonra gelişen ekonomik durumdan dolayı ve ikincisi insanlarımızın Kuşca dışında da sosyal ve ekonomik ilişki içinde olmalarıdır.

Bu iki durum eski kuşcalı ile yeni kuşcalı arasında büyük farklılıklar yaratmıştır. Eski kuşcalı, içine kapalı ve yarın ne olacağını bilen bir kişiydi, çünkü yarının gelişmesi bugünküne çok benzemekteydi. Bugünkü kuşcalı dünyanın bir çok yerine yayılmış, kendisini sürekli bir gelişim içinde hiseden, yeni edineceği tecrübelerini nesilden nesile almayan, ama halen belirli bir kültür birikimine ve birliğine sahip bir kişidir!

Nerden… Nereye! Yeni kuşcalıdan korkmamak gerekir, ben yeni kuşcalının taraftarıyım.

Yazarımız

Celal Deveci
Kuşca'da doğdu. ilk ve orta eğitimini Kuşca ve Cihanbeyli'de yaptı. Lise ve üniversite eğitimini Danimarka'da bitirdi.
Daha önce sosyal pedagog ve öğretmen olarak çalıştı. Psikolojiyi yüksek lisans seviyesinde bitirdikten sonra, 2004 bu yana psikolog olarak çalışmakta.

Daha Fazla Göster

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Göz Atın
Kapalı