ÖZÜRÜ, KABAHATİNDEN BÜYÜK MÜ..?
Makamını ve Milli İrade’yi hiçe sayıp kendini sıradan bir memur veya reşit olmamış bir çocuk yerine koyan Başbakan Davutoğlu’nu KONYA, AFFETTİ veya affetmiş gibi görünüyor.
Türkiye çoğunluğunun AFFETMEDİĞİ Davutoğlu’nu Konyalılar, acaba neden affettiler..?
Belki ;
“Bir musibet, bin nasihatten iyidir”
..diye, düşündüler.
Belki de;
KIBLELERİNİN değiştirilmediğine şükrettiler.
Ve bir TEK’ten ibret alan Konyalılar, TEK..BİR ‘den vaz geçip, demokratik TEPKİLERİNİ, yüreklice gösterdiler..!
Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın baskısıyla Başbakanlığını ve AKP Genel Başkanlığını bırakma zorunda kalmak, gerçekten yenilir.. yutulur.. basit ve geçiştirilecek sıradan bir olay değildir.
Bu bir demokrasi meselesidir ve çok önemlidir.
Dış İşleri Bakanlığı yapmış, 23 bin 600 kişinin oyunu almış, demokratik yasal yollardan Türkiye’nin Başbakanlık koltuğuna oturmuş bir zat-ı muhteremin, TEK bir kişinin isteği ile görevini terketmesi, Türkiye’nin demokrasi tarihine ve geleneklerine hiç uygun düşmemiştir.
Siyasi yaşamına milletvekili olarak devam edeceğini açıklayan Başbakan sayın Ahmet Davutoğlu, soluğunu neden memleketi ve seçim bölgesi Konya’da almıştır acaba..?
Yoksa ;
“GEL..GEL.. NE OLURSAN OL, YİNE GEL.
İSTER KAFİR.. İSTER MECUSİ.. İSTER PUTPEREST OLSAN, YİNE GEL.
BİZİM KAPIMIZ UMUTSUZLUK KAPISI DEĞİLDİR.
YÜZ KERE TÖVBENİ BOZMUŞ OLSAN DA YİNE GEL.”
..diyen, bir kültüründen olduğunu, Türkiye ve dünyaya ispat etmek için mi, Konya’ya gitti..?
Yoksa, bizim bilmediğimiz, başka nedenler mi var..?
Sayın Davutoğlu’nun Başbakanlık dönemi.. muhasebesi.. ve görevini terk etmesi.. elbette ;
-HELALLİK alınıp, verilmesiyle..
-kimilerinin, affetmesiyle..
-softaların okuyup, üflemesiyle..
-sadakat vaatleriyle..
-iyi ahlak seceresiyle..
-teslimiyet basiretsizliğiyle..
-Parti Kongreleri bahanesiyle..
-veya her hangi bir mazeretle..
..izah edilemez..!
İzah edilse bile, demokrasiyle yönetilen bir ülke halkı tarafından bu izah, kabul edilemez.
Kamu oyunun ve tüm dünyanın da yadırgadığı gibi, böyle bir icraatın, devlet ciddiyetiyle uzaktan yakından hiç bir alakası yoktur.
Dolayısıyla Davutoğlu Dönemi ve muhasebesi, demokratik teammüllere göre yasal olarak yapılmalı ve biat yerine, demokrasi kültürü işletilmelidir..!
Ayrıca, sayın Davutoğlu’nun Hz. Mevlana’nın öğütlerine de uymadığı açıkça ortadadır.
Zira, sayın Davutoğlu ;
-ne olduğu gibi görünmüştür..
-ve ne de göründüğü gibi..
olmuştur.
Dolayısıyla, Davutoğlu’nun istifasını ve demokratlığını Konyalılar anlamış olsalar bile, milletimiz anlamamıştır..!
Önümüzdeki günlerin daha da sancılı ve kuşkulu geçeceği, endişelerin de giderek daha da artacağı, bir döneme girdiğimiz ortadadır.
Devletimizin ve milletimizin böylesine fevri ve anti demokratik yol ve yöntemlerle idare edilemeyeceği de, gayet açıktır.
Bakalım sayın Davutoğlu ve sayın Cumhurbaşkanı ;
‘Karaman’ın koyunu..
Sonra çıkar, oyunu’
.. misalindeki gibi, bizim bilmediğimiz daha neler yapacaklardır ?
Yaşayıp, bunları da göreceğiz..
Ülkemizin ;
-Tan yeri ağarmadan..
-Demokrasi Tanrıçasının yolunda yürüyecek ..
-Bastığı dalı, kesmeyecek..
-Milletimizin ve ülkemizin menfaatlarını her şeyin üstünde tutacak..
-İnsanca, hakça bir sistemi uygulayacak..
-Demokrasiyi, Laikliği, Hukukun üstünlüğünü savunacak..
demokrat bir Başbakan’a kavuşmasını ümit ediyor, selam.. sevgi ve saygılar sunuyorum.
Yazarımız
- Aslen Konya'nın Seydişehir ilçesinden. İvriz ilk öğretmen Okulu mezunu olduktan sonra Kuşca’nın Büyük Yayla ilkokulundan öğretmen olarak çalıştı. 1970’li yılların başında Danimarka’ya geldi. Danimarka’da Türkçe eğitim vererek öğretmenlik mesleğine devam ederken, sosyal danışmanlık eğitimini bitirdikten sonra, 5 yılda hukuk okumuştur.