AMERIKA’YA KAÇIŞ !!!
LOUIS PİO ve GÜVENÇ ARIK
” Aynı kader ”
Güvenç Arık başkanlığında ” Türk İşçileri Cemiyeti ” kurulmuştu, artık insanların dil , iş ve mesken gibi sorunlarını çözmek için baş vuracakları bir adresleri vardı. Beklentiler çok yüksek ve yeni kurulan derneğe gereğinden fazla bir misyon biçiliyordu. böyle bir Derneği’n kurulması sendikalar, işverenler ve diğer kamuoyu kuruluşları tarafında çok olumlu karşılandı, artık muhattap olacakları bir makam vardı.
1969’un sonlarına doğru işçi akımının devam etmesi, var olan sorunların iyice katmerleşmesine yol açtı.
İşveren, yeni iş gücünden çok memnundu, Onlar Danimarka toplumuna hiç yük olmadan hazır bir işgücü olarak iş pazarına girmişlerdi. Yeni işgücü hem çok uysal , çok çalışkan, işverenin bir dediğini iki yapmıyordu, kötü çalışma koşulları ve ücret farklılıklarına bakılmamasızın işveren ne derse , onu yapıyorlardı, gelenler için önemli olan para kazanmaktı. Yeri geldiğinde yapılan bir hakareti acı bir tebessümle geçiştiriyorlardı. Gece gündüz çalışıp mesailere kaldılar, bazen de çift işte çalıştılar.
O zamanlar bir çok fabrikanın yabancı işçiler tarafından iflastan kurtarıldığı yazıldı, çizildi. Başlangıçta dil bilmemek hiç bir sorun değildi işveren için, daha sonra değişen konjonktürde, dil bahane edilerek, çok kişi işten atıldı, işsizlik kasasından ve sosyal yardım alanlar Ülkelerine geri gönderildi. Topluma entegre olmanın temel koşulu olarak dil bilme koşulu ileri sürüldü. Başka bir ifade ile burada sistemin başka yüzüne tanık oluyorduk.
İşveren sonraları yükümlülük altına girmemek için, kontratlı işçi almaya başladı, örneğin Yugoslavya’ dan ve Hamburg’tan Türk’leri getirttiler, süre dolunca ülkelerine geri gönderildiler.
Dernek için günlük yapılacak o kadar işi vardıki, Başkan’ın nefes almaya bile zamanın olmadığını sanıyorum. Teknolojinin bu kadar gelişmediği bir dönemde başkan Güvenç Arık’ın işlerin üstesinden nasıl geldiğini anlamaktan güçlük çekiyordum açıkçası.
Dernek kuruduktan kısa bir süre sonra, Danimarka’nın en büyük basın organı ” Ekstra Bladet”te çıkan bir haber bomba gibi patladı. Derneğin çiçeği burnundaki başkanın işçilerden rüşvet aldığı için Amerika’ya kaçtığını yazdı. Haber bir şok etkisi yaratmıştı. Adresine postalanan bir makbuzun basının eline geçmesiyle olay patlak vermişti. Kendi şahsıma olaya inanmak istememiştim.
Kimine göre Güvenç Arık’a komplo düzenlenmişti. Çünkü Danimarka büyük bir çiftlikti, Güvenç’ten başka at koşturan kimse olmadığı için, Almanya’dan ipliği pazara çıkmış bazıları onun yerini doldurmak için, bir komplo hazırlamışlardı. Bu adı geçenlerin isimlerini daha sonraki bölümlerde açıklayacağım. Maalesef Güvenç’e komplo kuranlarınfa akibetide aynı olmuştu. Kimi Danimarka’yı kendisi terk etti, kimi de yaptığı kirli işlerden dolayı başka ülkelere sınır dışı edilince orada öldürüldüler.
Bazılarına göre ise, Güvenç namuslu dürüst bir insandı, fakat vatandaşların iş karşılığında cebine zorla para sıkıştırdıkları söylendi. Ben her iki senaryoya da inanıyorum. her iki senaryonun olasılığı büyük.
Daha önceki bölümlerde bahsettiğim gibi, bir pasta vardı ortada, pastanın nasıl bölüşüleceğinin kavgası yapılıyordu. Bu kavgası hiç durmadı yıllarca devam etti
İşçi örgütlenmelerinde yansıdı. İşte bu kavgalarda bizde vardık , bizim amacımız pasta bölmek değil, işçinin ve emekçinin sömürülmesine izin vermek istemeyişmizdi.
Louis Pio kimdir?
Doğum 14 Aralık 1841 Danimarka. Ölüm 27 Haziran 1894 Şikago.
Danimarka Sosyal Demokrat Partinin kurucusu olarak kabul edilir. İşçi sınıfının yaşam koşullarını düzeltmek için çalışır, burjuva Kültürünün işçi sınıfı için bir yıkım olduğunu, burjuva sınıfının işçi sınıfını sömürmesine,
işçi sınıfını kendi kültürünü oluşturmasına ön ayak olur. İşte o dönemler 1. International
Kuruldu.
Pio o zamanlar Karl Marks ve Engels ile çeşitli istişarelerde bulundu. Bu tür istişarelerin ve Paris Komünü onun sosyalist düşüncelerine katkıda bulunur.
Louis Pio yaptığı çalışmalardan dolayı yetkililer( polis ve Adalet bakanlığı ) tarafından istenmeyen adam olarak ilan edilir, hapse atılır, ölümle karşı karşıya kalır.
Fælled Parkin’da büyük bir halk toplantısı yapar, toplantı büyük ses getirir, yetkililer toplantının Anayasa’ya aykırı olduğu söyler, Sosyalist gazetesini çıkarır, daha sonraları gazetenin adı Sosyal Demokrat olarak değişir. Ekonomik durumun kötüye gitmesi, ve sendikaların desteğini çekmesiyle durum iyice kötüleşir.
Koşulları zorlaşan Pio’nun büyük gemi tersanesi ( Burmeister ve Wain ) tarafına verilen rüşvet karşılığında Amerika’ya kaçtığı söylenir.
devam edecek.
Yazarımız
-
Kuşca'da doğdu. 1969 yılının ilk aylarında Danimarkaya göç etti. Yıllarca öğretmen ve okul müdürü olarak çalıştı.
Türkiyeli Göçmen dernekleri (FAT) ve Danimarka Göçmen Dernekleri konfederasyonu (IND-SAM) başkanlığı yaptı.
Emekli ve halen Brøndby Belediyesinde meclisi üyesi.
Yazarın kitapları:
• Gawesti, 2008
• Mor kayalar, 2015
• Mamo ile Adul, 2022
Son yazıları
- Mahmut Erdem23/11/2024UMUDA GÖÇ – 15
- Mahmut Erdem16/11/2024UMUDA GÖÇ – 14
- Mahmut Erdem27/01/2024UMUDA GÖÇ – 13
- Mahmut Erdem21/01/2024UMUDA GÖÇ – 12