Varşova’da NATO zirvesi
8-9 Temmuz 2016 tarihlerinde, Polonya’nın başkenti Varşova’da, NATO diğer bir adıyla Kuzey Atlantik ittifakı, 28 ülkenin hükümet ve devlet başkanlarının katılımıyla toplandı. Ülkelerin savunma Müsteşarlarının da hazır bulunduğu bu toplantı, kendi özel güvenliklerini sağlamak için de stadyomun içinde toplanmaya karar verdiler. Varşovayı seçmeleri de manidardı. Günümüzde, çift kutuplu bir Dünya olmamasına rağmen, Varşova paktı dağılmış, yada 1991 de bu pakt kendini lağvetmişken, yeniden anımsattılar. Rusya ile bir çok konuda uzlaştıklarını biliyoruz. Yinede karşı bir ittifak gibi, karşı kararlılık ve birlik mesajı verdiler.
Nato, 9 nisan 1949 yılında kurulan bir askeri ortaklık kurumudur. Yani ikinci Dünya savaşı sonrası meydana gelen politik ayırımda kurulmuştur. Türkiye bu oluşuma 1954 yılında dahil olmuştur. Nato’nun etkinliği dış güvenlikle sınırlı olmadı ne yazıkki, 1950 li yıllardan başlayarak, bağlı ülkelerde gizli özel hareket daireleri kurulmuş, GLADİO adıyla anılan birimler, ülkelerdeki sol hareketler başta olmak üzere, ilerici Yurtsever muhalefete karşı kullanıldı. Bu birimler, Derin devlet yapılanmasında önemli roller üstlendi. Türkiye dahil bu birimlerin bu günde durumları hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Irak ve Afganistan başta olmak üzere bir çok ülke sorununda oynadığı rol, hafızalardan henüz silinmiş değildir. Bugünde, Nato ile ilgili tartışmalar devam etmektedir. Nato hakkında kısa bilgi verdikten sonra , toplantıya dönelim.
Nato genel sekreteri,Jens stoltenberg, basın toplantısında, Nato doğu Avrupa da askeri varlığını artırması yönünde karar aldı, dedi. Yeni Birlikler konuçlandırılacak. Varşova zirvesi, Sonuç bildirisindede “bu dehditlerin hem devletler, hemde devlet dışı aktörlerin yanı sıra askeri güçler, teröristler, siber ve hibrit saldırılardan oluştuğu vurgulandı”. Yine isim verilerek “Rusyanın, nato toprakları çerçevesinde, askeri eylemleri dahil, son zamanlardaki saldırgan tutumu ile tehdit ve güç yoluyla siyasi amaçlarını gerçekleştirmeye dönük isteğini göstermesinin” bölgesel istikrarsızlığın kaynağı olduğu kaydedildi. İşid terör örgütüne karşı, “ortak savunmamızı temin etmek için tüm adımları atmaktan çekinmeyeceğiz” denildi. Ayrıca işide karşı, “Nato awacs erken uyarı uçaklarının uluslar arası kolisyona sonbaharda istihbarat desteği sağlamaya başlayacağı” belirtildi. Esad hem kınandı, hemde BM güvenlik konseyinin aldığı kararlara uyması istendi. Suriye’de siyasi geçiş için gerekli adımların atılması çağrısında bulunuldu. Bir başka notta, Varşova toplantısında, Nato Irak’a askeri eğitmen göndermeye devam edecek. Nato genel sekreteri J.Stoltenberg, “partnerlerimize büyük destek sağlayacağız. Böylece ülkelerini güvence altına alabilir ve vahşi radikalizme karşı koyabilirler.” denildi
Hiç şüphe yok ki, çok silahlanmaya dayalı kuruluşların, bu ve benzeri toplantılarında alan satan ülkeler için, hazır silahlarını pazarlamanın bir yolu. Buradayız mesajlarını verme fırsatı. Sorunlu ülkeler, istemlerini ifade etme imkanı buldumu? Soğuk savaş dönemine ait rüzgarın estirilmesi bir sonuç verecekmi? Hep birlikte izleyeceğiz
Sorunlarını çözememiş, tüm komşularıyla proplemli bir nato üyesi olan Türkiye, kendi vatandaşlarının kimliğini inkar eden, kendi dilleriyle eğitim yapmasını engelleyen, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi yerine şiddette ısrar eden bir Nato üyesi, Avrupa birliği kapısında yarım asırdır bekleyen bir ülke, bu toplantıda, her zaman ki gibi asker bulundurmak, hava alanlarını kullandırmak. Kendisine verilen ödevleri yapmak dışında ciddi bir aktivite gösteremedi. Toplantı öncesi Ruhani buluşması, Nazarbayev görüşmesi küçük birer köylü kurnazlığıydı. Tr-Suriye sınır güvenliği adı altında, Kürtlerin kazanımlarını boğma adı altında, sınırda güvenli bölge yaratma hikayesi, hiçbir ülke tarafından ciddiye alınmadı. İngiltere başbakanı cameron, ardından da Almanya başbakanı Merkel’le yapılan görüşmeler sonuçsuzdu. Diğer liderlerle yapılan masada veya ayak üstü gerçekleşen diyaloglar, nezaket sınırları dahilinde yapılan görüşmelerdi.
Yazarımız
-
Mühendis.
Harita mühendisliğini Selçuk üniversitesinde okudu. Aslen Xalikanlı, Ankara yaşamakta.