Umuda yolculuk

Mustafa Fener30/04/2006

0 1.309 1 dakika okuma süresi

İnsanoğlu yaşam biçimleriyle; doğar,büyür,yaşar ve de ölürler.Bu her kültürde, her ırkta çevre şartlarıyla ,ilgili olarak değişir.Değişen Bu kulvardaki hayat her yönüyle özel ve harika.(mantıksal anlamda da bu böyle)

Ben sadece hayatı bizim orta Anadolu Kürtleri olarak, kuşca ve çevresini ele alacağım.Çünkü beni,bizi ve de bizleri ilgilendiren budur.Yaşam tarzımız ve gelişen çevre şartlarıyla ilgili olarak gençlerin durumu ne olacağı ve ne olduğudur.

Bana göre en zor yaşlar olan; kendi geleceğine bir yön verebilecek,ileri ki yaşamında daha rahat ve huzurlu bir yaşam sürdürebilmeleri için,yaşamın o anında karşımıza çıkan yollardan herhangi birini doğru,mantıklı ve emin adımlarla en güzelini ve de kendisine en yakın olan yolu seçebilmesidir.Tabi ki seçildikten sonra hayat daha kolay yaşanılabilir.Önemli olan o doğru yolu seçebilmektir.O seçilmenin önündeki zaman insan yaşamının en zor kısmıdır ve bu bazen bir ömürde 2 yıl, bazen 10 yıl bazen de 20 yıl alabilmektedir.Tabi ki bu dediğim kendi ayakları üzerinde durabilen,kendi kararlarını kendisi verebilen insanlar için geçerlidir.İşte bu bizim gençlerimizin genel olarak temel sorunu ve de gerçeğidir.

Geçen gün Doğan Öcal’ın foruma yazdığı yazıda Kuşca Çok Programlı Lisesi’nin Üniversiteye girişte sonuncu sıralarda olduğunu okudum.Bunun anlamı bana göre şudur; Biz kendimize yönelik bir şey düşünmüyoruz.İleride burada yaşayamayacağımızı düşünerek okuyamıyoruz ve yurt dışına çıkacağız diye bizim lisede sonuncu çıkıyor.

Daha öncede dediğim gibi yaşamın başlamasından önceki yollardan bir tanesi de Avrupa’ya bir yolculuk..

İşte bu UMUDA YOLCULUK’tur.