ELEŞTİR.. !
Başlık, Sibirya’nın soğuğu gibi, sevimsiz geliyor insana.
Eleştirmek sözcüğünü kalkıp bir de emir kipiyle insanlarımıza hatırlatmaya çalışmakla, 2010 senesinde nefislere bir nefes katmayı amaçladım. Yeni yıl, eleştiri yılınız olsun.
Dünyanın tüm ülkelerinde hükümetler eleştirilir, kanunlar eleştirilir, milletvekilleri eleştirilir, yöneticiler eleştirilir. Daire amir-memurlarından tutun, asker-polis tüm kamu görevlileri eleştirilir. Sistemler eleştirilir, dinler eleştirilir, yapılanlar eleştirilir, geçmiş eleştirilir.
Eleştirenler, tarih boyunca itilmişler, kakılmışlar ve işkence görmüşler ya da zindanlarda çürütülerek hep cezalara maruz kalmışlardır. Bu durum yalnız ülkemizde değil, tüm dünya memleketlerinde de böyle olmuştur. Dünya tarihinde , eleştirenlere ceza uygulamayan hemen, hemen bir tane bile, istisna ülke yoktur.
İşkencenin, ayırımcılığın ve ırkçılığın bir insanlık ayıbı ve suçu olduğunu kabul ettiğimiz günümüz dünyasının çağdaş hukuk normlarına göre artık insanlık susmuyor. Söz, ifade ve gösteri yapma gibi özgürlüklerini kullanarak, eleştirilerini daha görülür hale getiriyor.
Daha önce konusunda uzmanlaşmış kişiler tarafından bir meslekmiş gibi yapılan eleştiriler bugün, artık yalnızca tek bir birey tarafından değil; bunun yanısıra kitleler, kurum ve kuruluşlar ve hatta devletler de eleştiriler yaparak, düşünce ve dirençlerini, legal bir şekilde ortaya koymaktadırlar.
Hülasa, eleştirmek, erdemli insanların toplum yararını düşünerek yaptıkları, risk dolu cesurca bir eylem türü. Bazı ülkeler, eleştirenleri koruyup kollayıp ödüllendirirken (İsveç gibi); bazı ülkeler de eleştirenleri düşman ilan edip, onları külliyen yok etmeye çalışmışlardır (Irak gibi, Saddam’ın Halepçe katliamı).
Genellikle yalnışları düzeltmek isteyen eleştiricilerin, zorbalık ve despotluk yapma gibi bir lüksleri yoktur. Eleştiriciler, her zaman şiddete karşıdırlar. Silaha, savaşa ve zulme karşıdırlar. Eleştiriciler, anarşik ortam yaratmazlar bilakis, toplumu aydınlatmak ve doğruları ortaya koymak için sükunet isterler.
Eleştiri iyi hoş da, peki insanlar eleştirilmeyi severler mi ? Eleştirilenler bunu nasıl karşılarlar ?
Sorunun cevabı maalesef, ülkelerin ve bireylerin gelişmişliğiyle parelellik arzediyor. Demokrasisi gelişmiş ülkelerde polisi, savcısı, hakimi, generali, bakanı, başbakanı dahil tüm kamu görevlileri ve seçimle seçilmişler ve ülkeyi yönetenler, eleştiri kültürüne saygılıdırlar. Eleştiriye açıktırlar. Mutlu bir yaşamın, eleştiriyle devam ettiğine inanırlar.
Günümüzde, eleştiri kültürünü kabul edip buna saygı gösteren ülkeler, kalkınmışlar ve gelişmişlerdir. Refah içerisinde yaşayan toplumlarını, şeffaflık ve dürüstlük ilkesiyle oluşturmuşlardır. Yaşadıkları ve yaşattıkları iç barışı ve toplumsal ahenklerini bilimsel yöntemlerle, kendilerinin insani emeğiyle ve de eleştirisiyle gerçekleştirmişlerdir.
Demokratikleşme maskaralığı yaşanan ülkemizde ise durum o kadar vahim ki, bunu ifade etmek bile insanı ürpertiyor. Akp hükümetini eleştirmek, adeta günah sayılıyor. Haram yemekle eş tutulan eleştiri kültürü, gün geçtikçe ayıplanarak, yeriliyor. Eleştirmenler aforoz ediliyor, hedef gösterilerek cezalandırılıyor.
Korku kültürüne karşıymış gibi tavır sergileyerek söylemlerde bulunan sayın başbakan, aslında halkımız arasında korkuyu yaygınlaştırıyor , susturulmuş halkımız üzerindeki baskının artırılmasında da en aktif rolü üstleniyor. İktidar, ne ’’militarizme hayır’’, ne de ’’polis devletine evet’’ dediğini, doğrulayabiliyor. Bugün yaptığını ve dediğini ertesi gün inkar edip ortalığı velveleye veriyor.
İktidarıyla, muhalefetiyle, yasama-yargı ve yürütme erkiyle, kamu görevlileriyle ve halkıyla, hülasa Türkiye olarak; eleştirmeleri ve eleştirilmeleri hepimiz kabul edebilmeliyiz, bunu ortak kültürümüzün vazgeçilmez bir alışkanlığı haline getirebilmeliyiz.
Kendimizden başlayarak öz eleştirimizi yapmanız ve bunu ailemizde uygulayarak toplumumuza aksettirmeniz, bize ve ülkemize çok şeyler kazandıracaktır. Biraz gayret göstererek yapacağımız cesurca öz eleştiriler ve diğer eleştiriler, bizi çevremizdekilerle beraber daha güvenli, huzurlu ve mutlu kılacaktır. İktidarın eleştiriye açık olmadığı, eleştirileri hazmedemediği sizleri sindirip yıldırmasın. Eleştiri kültürünü kabul edemeyenlere, hazmede-hazmede öğreteceğiz.
Eleştiri girişimlerinizde, hepinize, şimdiden başarılar..
Yazarımız
- Aslen Konya'nın Seydişehir ilçesinden. İvriz ilk öğretmen Okulu mezunu olduktan sonra Kuşca’nın Büyük Yayla ilkokulundan öğretmen olarak çalıştı. 1970’li yılların başında Danimarka’ya geldi. Danimarka’da Türkçe eğitim vererek öğretmenlik mesleğine devam ederken, sosyal danışmanlık eğitimini bitirdikten sonra, 5 yılda hukuk okumuştur.